18 Ekim 2008 Cumartesi

I said what what in the butt


  • Çevremdeki hemen herkesin eve çıktığı şu günlerde nihayet ilk ev ziyaretimi gerçekleştirdim. Böyle diyorum da aslen gerçekleştirmediM, gerçekleştirdiK. Dünyacan beyler, sağolsunlar, eskili yenili Popcore ekibini evlerine davet ettiler. Biz de gittik, söz konusu ziyareti gerçekleştirdik elbette, böylece hem Dünyacan'ın evini gördük, hem beslendik, hem de Popcore olarak bir araya geldik, tabu oynadık, televizya seyrettik. Ama benim için gecenin (gerçi saat itibariyle sabah oluyor sanırım) en eğlenceli bir saati kesinlikle sabahlamayı öneren arkadaşımız Uluç'un uyuması üzerine kendimizi Digiturk'eadadığımız bir saatti. Buradan Dünyacan'a teşekkür ediyor, infoda çizgi film yazmasına rağmen normal film yayınlayan Ses TV'yi de kınıyorum. Hayallerimizi yıktı lan resmen.


  • Geçen gün (cuma mıydı? evet cumaydı..) sabahladığım gecenin ardından iki saatlik uykuyla kendimi Taksim'e attım. Animasyon festivali ile ilgili kimi çalışmalardan sonra, baktım Erdal Beyler de birkaç saat içinde bitirecekler işlerini, biraz dolanayım dedim. Ama kulaklığım Erdal Beylerde kaldığı için, yokluğunda az küfretmedim (Yok lan, o kadar da küfretmedim aslen, kendi kulaklığını da teklif etti hem bana o kadar). Sonuç: bir Taksim'de yalnızlık klasiği olarak Terkos, bilet kalmadı diye beni almadıkları, halbuki içeride bol bol yer olduğunu sonradan öğrendiğim 123 konseri, yolda rastlanan arkadaşlar (Görkemler ve Buğralar), Helldorado fotoğraflarını yükleyecek cd almak için Darty, Galata Perform'da yayınlanan kaçırdığımız gösteri. Sonunda da Erdal Bey. Ömrüm çürüdü yahu:).
  • Taşoda başlıyor yahu. Karton da, inatla isim bulamadığımız grubumuz da bu hafta çalışmalarına başlıyor. Ama tabii ben bütün müzikleri harddiske attığım için şu an bas çalışmakta kimi sıkıntılar yaşıyorum, ipoda baktım playlist duruyor mu diye, onu da silmişim. Bu arada bakınca fark ettim ki ipodumda tam olarak 666 şarkı var. Çok feci, çok...
  • Önümüzdeki günlerimi planlamaya çalışıyorum ama her seferinde kafam karışıyor yahu. Bu sene de çeşitli acı çekişler bekler gibi not konusunda beni. İki hafta popcorelayım bir de, kuzu insanlar, ama benim aklım söleyeceğim şarkılarda. Çalışmak lazım.
  • Yarın Radiohead tribute gecesi var, herkes (bu herkesten kasıt Yora'dan Direc-t'e uzanan geniş bir yelpazeyi kapsamakta) Radiohead şarkıları çalıp söylemekte. Çarşambanavım var diye gitmeyecektim amanav iptal oldu, ben de yihu efektleriyle sevindim. Bildiğiniz sevindim yani. Ha, bir de Yora'nın menejeri oldum ama ne yapacağımı bilmiyorum, hayırlısı.
  • Animasyon festivalinde gönüllü çalışmak isteyen varsa beri gelsin:)
  • Türk kahvesini filtre kahveden, filtre kahveyi hazır kahveden daha çok severim. Çeşitli çaylar bu sıralamada Türk kahvesiyle filtre kahve arasında bir yerde durur. Hazır kahveyi de sevmem değil, severim, ama ağzımdaraktığı taddan nefret ederim. Halbuki Türk kahvesi öyle mi. Hem fal bakan annem de var.
  • Güzverldıran bugün bana "sende bugün bir ışık gördüm" dedi. Diğer günlerden çok bir farkım yoktu, ama bu hafta en önde oturmak zorunda kaldığım için sanırım, kendimi abuk sabuk sorulara cevap vermek zorunda hissettim, işin komiği iki soru da aslen dersle ilgili değildi-biri objective'in Türkçesi, diğeri de psikolojide geçen bir terim. Hayırlısı...
  • Hayırlısı hayırlısı nereye kadar ulan. Bi işte de doğru dürüst kontrol sahibi ol, bi işi de Allah'a havale etme demezler mi insana.
  • Dayak istiyorum, çok istiyorum:)
Bana yemin bozduran kedi Puck...

4 yorum:

alt + 168 dedi ki...

döveriz canımın içi =) dert mi?

operadaki fantom dedi ki...

ulan bi kere de şevkat göster bee:)

alt + 168 dedi ki...

lan deli gibi seviyom ben seni..

dayak istiyon lafı senin isteklerine göre değil, son zamanlardaki bazı saf hareketlerine karşılık söylendi bi kerem...

Emir Bey dedi ki...

kedi fotoğrafı,
ayrıca bugün henüz hastayım ama iyileşir de yarın okula gelirsem ki çok istiyorum neden bilmem, sizinle konuşulacak konular atılacak adımlar var sevgili nil ipek hanım!