26 Ocak 2017 Perşembe

3 yıl geçti ve ay şuram hala ağrıyor

Büyük Ev Ablukada geçtiğimiz günlerde 2013'te ÇAK'ta verdiği konserlerden birinin kaydını yayınladı, albüm olarak. Kime ne ifade ediyor, kaç kişi dinledi, 'ay akustik daha güzel', 'yok Fırtınayt iyi' gibi konuları bir tarafa alıp, paketleyip kaldırıyorum. Bu konserin benim için bütün bu mevzudan başka bir önemi var, daha doğrusu hayatımın başka bir yerinde başka bir şey simgeliyor.

Ben de buraya bunu yazmaya geldim.

Sanırım 2010 olsa gerek, maillerin sonlarına 'kek gibi kararlı olsan'lar, muhabbetlerin içine 'lilililer' girmeye başlamıştı. Üniversiteden sonra döndüğüm İzmir'deki odamda pazar günü Krek'ten canlı yayınlanan konserlerlerini izlediğimi hatırlıyorum. Hatta Almanya'da kıraathaneden yayınlarını. Sonraki yıllarda beni, çevremdeki -hemen hemen- herkesi nasıl sarıp sarmaladığını, bir türlü gidemediğim konserlerini. Ve aslen Hollanda'da her yalnız hissettiğimde bir şekilde o şarkıları dost belleyişimi. İnsanın şarkılara yükledikleri anlamlar ne acayip, ve ne ayrı.

2013'te artık İstanbul'daydım, Ozan ile birlikte şarkılara çalışmaya başlamıştık, hatta ilk akustik konserimizi vermiştik. Ben bir yandan Mabel Matiz'de ve 7 Pink Floydlar'da geri vokal yapıyor, bir yandan Emir Bey ile söylüyordum. O sene biz -nihayet- ÇAK'ta bir BEA konserine gidebilmiştik Ali'yle. Hatta birkaç gün sonrasında -utanmıyorum- Eminönü'nde Cembir'i görüp durdurmuş, 'konser çok iyiydi, çok iyisiniz' demiş, fanlığın dibine vurmuştum.

Ha işte bizim gittiğimiz, bu yayınlanan konser, ya da ertesi günkü, bir gün önceki konser falandı.

Peki o konser ve o konserin kayıtları neden önemli benim için?

Çünkü 3 yılda kervan yükü olay oldu, ve ben bu kadar olay olduğunu, bu kadar çok şeyin aslında kısa sayılabilecek bir sürede değiştiğini böyle şeyler olmadan fark edemiyorum. Ama çok dağılmamak için yine BEA üzerinden anlatacağım bazı şeyleri.

Bir sene sonra 2014'te biz ilk konserimizi verdik Dunia'da, Asena menajerim olmayı teklif etti, ve bir şekilde Külah'taki konserler başladı. Asena o insanları tanıyordu, konserleri izliyorduk, oraya gidip geliyorduk, ben hala hayran hayran etrafımı izliyor, utangaç bir insan olduğumdan kelli, aman kimseyi rahatsız etmeyeyim derdiyle ufak tefek selamlaşmalar dışında diyalog kuramıyordum.

Sonra bir gün İzmir'deyken canavar'dan bir mail geldi, yine 'merhabayın' ile başlayan, ben BEA maillerinden biri zannederken aslında şu olayla ilgili bir mail olduğunu fark ettim, elim ayağım aklım ruhum her şeyim birbirine girdi. Hep beraber, herkes tek başına sahne almış oldu, sanırım hayatımın en tatlı günlerinden biriydi müzik adına.

Bu arada çevreler, arkadaşlar ufak ufak değişiyor, iyili kötülü müzikler hayata girip çıkıyordu. 2015 başında albüm kaydına girdik, 2015 sonunda yayınladık. O 2013'teki konserde de olan, ama o zamanlar varlığından bile haberdar olmadığım biri, cd, plak falan dağıtacağız derken en yakın arkadaşlarımdan biri oldu 2016'da.

Bu anlattıklarım hiç kimseye bir şey ifade etmiyor olabilir, ama bana çok şey ifade ediyor, ve ifade ettiklerini hatırlamam lazım. Hatırlamam lazım ki durduğum yerde ne kadar şanslı olduğumun ve 3 yıl önce söyleseler inanmayacağımın farkında olayım. BEA'nın yayınladığı albümün simgelediklerinde sadece BEA yok, bir sürü başka müzisyen, arkadaş, hayata dair minik küçük değişiklikler var, ve 2013'teki konserin yayınlandığını gördüğüm anda hepsi saldırdı kafama.

Akıncı hatıralar.

Olanları yazmıyorum, neden bilmiyorum. Halbuki yazmam lazım ki 3 yıl sonra yine hatıralarıma dönebileyim.