31 Mayıs 2011 Salı

10-20

23 adet yaş doldurmuş olmak çok keyifli bir his değil, ama ben çok çok şanlı bir insanım.


Bu doğumgünümü güzelleştiren herkese çok teşekkür ederim...

29 Mayıs 2011 Pazar

Beylikdüzü'nden halam gelmiş*







Bu şarkı çaladursun, severiz.

Efenim yine İstanbul, yine maceralar, yine konserler derken kendimi yine İzmir'de, odamda blog yazarken buluyorum. Bu ay her haftasonunu İstanbul'da geçirmiş ve doğru dürüst tatil yapamamış bir insan olarak aslında fazlasıyla yorgunum. Ama İstanbul güzel, orada dostlar var, okul var, sahneler var. Bas gitarımla mandolinimi orada bıraktım, onlar var, Ali Bey var.

Bu sefer Dogzstar konseri için İstanbul'daydım, hazırladığım afişin ne yazık ki divshare köşelerinde çürümeye bırakıldığı, onun yerine EP görselimizin kullanıldığı konser, fazlasıyla butik bir organizasyon oldu. Bir yandan BAL'dan değerli arkadaşlar görmenin mutluluğunu yaşarken, diğer yandan konserin son iki şarkısında elektriklerin kesilmesinin mutsuzluğunda boğulduk. Yok lan yok, boğulmadık. Onun yerine muhabbet ettik.

Sonra, ertesi gün için çimlerde çaylı kahveli konser vermeye hevesli olan Lemur, öğlenden itibaren provaya koyuldu, ama şarkıları birer kez çalıp "tamam yea" diyerek kendini "konser alanı"na attı. Eşimiz dostumuz bir sürü insana, mandolin ile ukulelenin (tahminimizce) duyulmayı tamamen reddettiği, bongoya shakera doyduğumuz ve gittikçe üşüdüğümüz bir konser verdik. Aşağıda İrem Gülersönmez'in elinden bir takım fotoğraflar göreceksiniz-ki kendisi ölesiye cici bir insandır:




Bir de bunlardan bağımsız olarak Boğaziçi Sultans vardır ki, takım olarak çok zorlu bir maçtan çıkmıştır bugün ve ligin olmasa da gönüllerin şampiyonudur:


*Başlık ve konserlere katılım açısından Ayhan'a ve bu İstanbul gezisine neşe katan Ekin, Onur, Atilla, Kadir, Otcan, Emir Bey'e çok teşekkürler...

22 Mayıs 2011 Pazar

Çorap giymek istemediğimiz mevsim geldi

  • Uzun zaman geçti üzerinden, ama aslında bir Emir Yargın lansman konseri vardı, ve sahneden manzara şu şekil bu şekildi:
  • "Sahneye fotoğraf makinasıyla çıkacak kadar kuraltanımaz ve sıradışı bir insanım vay anasını" desem nasıl yalan olur, nasıl yalan olur. Ama sanırım sahnede en çok eğlendiğim ve zıpladığım konserdi. Seyirciler de zıpladığına göre genel anlamda eğlenceli bir konser olduğunu söyleyebiliriz (Sahneye robotlar çıktı yahu!). Bu konsere gelememiş arkadaşlarımız adına birkaç dakikalık saygı duruşunda bulunalım ve hazır duruyorken şu videoyu da izleyelim, keyiflenelim:


  • Normal bir ergen olarak ben de sıralara, duvarlara yazılar yazdım, saçma sapan şeyler çizdim. İtiraf ediyorum ki benim de çantam boyalıydı, çantamda kelime espirili rozetler vardı. Dolayısıyla, hiç Nirvana rozetim olmamış olsa da, mandolinimi "kişiselleştirmek" adına bir kertenkeleyle süslemem oldukça normaldi. Tek sorun, yaş ilerledikçe kertenkelenin anlamsız bir dövme şeklinde kalması ve abuk sabuk şeylerle bağ kuran bir insan olarak benim o kertenkeleyle ilgili harekete geçemememdi. Üstelik aldığımdan beri de tellerini değiştirmiyordum.
Mandolin Wonder - Best songs of Deniz Seki, played by Nil İpek Hülagü

  • Bu gidişe bir dur dedim ve bu haftasonu mandolinin tellerini değiştirdim, hazır tellerini değiştirecekken bir de cilasını bir zımpara yardımıyla mefta ettim ve ayakkabı boyası-tahta cilası kardeşliğiyle adeta sevecen bir serseri mandolinine sahip oldum.
  • Sevgili dostlarım, bu haftayı Lemur'u Anma ve Konserlerine Gitme, Gençlik ve Spor Haftası ilan ettik. 25 Mayıs'ta Dogzstar'da jınjın (elektrikli, pedallı medallı) konserimiz, 26 Mayıs'ta ise Boğaziçi'nin güney çimlerinde tıntın (akustik) konserimiz var.
  • Acaip bir hal geldi bana. Bu ya burnumun 2 aydır süregelen tıkanıklığından, ya da artık çorap giymeyeceğimiz zamanların gelmesinden sanırım.

12 Mayıs 2011 Perşembe

Rahatsız etmeye geldim..

Lemur Peyote yollarında from lemur on Vimeo.



Lemur'a dair videosal çalışmalarla sizi rahatsız edeceğimi daha önce de belirtmiştim. Biz izlerken çok gülüyoruz, ama biraz uzun ve siz o kadar gülmeyebilirsiniz, zira yönetmen metropol sincaplarının yalnızlık ve yabancılaşma duygusunu, lemur unsuru üzerinden absürt komedi diliyle, grup içi şakalaşmalardan ve çeşitli maymunluklardan faydalanarak anlatmış. Biraz bohem.

Bunun yanında bu akşam Emir Yargın'ın lansman konseri var Ghetto'da, yarın da Hayal Bistro'da 7pf2p sahne aleyor. Geliniz geldiriniz.

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Braiiiiins...

Doğru zamanda çalan doğru Radiohead şarkısı, doğru zamanda çalan doğru the Doors şarkısı kadar neşe vermese de candır, canandır. Bundan bağımsız olarak Taşoda'da konser vermek gelenektir, görenektir. Biz de geleneklerine bağlı bir grup olarak, elbette cumartesi günümüzü Taşoda'da geçirdik.

Bizim fotoğrafımız yok sanırım. Ben de makinam yanımda olduğu halde müthüş bir üşengeçlik örneği göstererek pek grup fotoğrafı çekmeye yanaşmadım. Onun yerine BUFOK etkinliği kapsamında yaratılan zombilerin yürüyüşünü çektim.


Herkes Kırmızı
(benim şahsen sevdiğim bir grup, siz de bir bakın, bağıra bağıra eşlik edin) pek iyiydi sahnede, biz biraz coşumcu bir haldeydik, umarım oynak seyirci olarak kendilerini sinir etmemişizdir. Bir de HLP vardı ki geçen sene izleyememiştik, bu seneye nasipmiş. Haluk Levent şarkıları eşliğinde bir sağa bir sola sallananlar olsun, sahneye çıkan genç ve güzel hanımefendiler olsun, saçı olanların (bkz. Deniz, ben...) headbang çabaları olsun, peghoş bir konser oldu. Yalnız headbang kondüsyon işiymiş, ve ben headbang yaparken denge kuramıyormuşum, bunu gördüm.

Bir de sahnede acaip acaip işler döndü...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

"Yağmur topluyor bak, ondan bastı hava"

Evet, filmleri çabuk tüketemiyorum ve dolabı her açtığımızda fololeyt efektiyle mutlaka birkaç film kendini yere atıyor, ama farklı makinalarda 3 film bitirmeyi ve banyo ettirmeyi başarabildim!

Mesela Meneviş Hanım'ın Holga'sı var bir adet, fotoğraflar babamın doğumgününden:


Sonra canımız ciğerimiz Cmenamız var, fotoğraflar çeşitli yer ve zamanlardan:


Bu arada Cmena arada kapıgözü ile bir araya gelip fisheye taklidi yapabiliyor:


Yashica iyidir, cross processe de doyduk, peghoş yeşil yeşil fotoğraflarımız oldu:


Bir de, bazen odanızda nereden geldiğini, ne zamandan kaldığını bilmediğiniz bir film buluyorsunuz, ondan da 6-7 sene öncesinden fotoğraflar çıkıyor:

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Murphy naber?

  • Normalde yapmak istediğim çok şey olur, hiçbirinin bilgisayarla ilgisi yoktur, bilgisayar açılır ve hepsi yok olur. Bütün planlarım bilgisayarda yapılacak şeyler üzerineyken bilgisayarın şarj aletinin bozulması ise düpedüz Murphy kardeşimizin kanunudur.
  • Ezel seyreden bir insanım. İki bölümdür Tefo ölecek diye seyretmiyorum. "Aaa meğer ölmüyomuş, oyun oynamış, hay bin ters köşe" derken aşağı inip Tefo'nun ölüm sahnesini izledim. Bravo bana. Bi daha da izlemem.
  • O değil de Lemur olarak Peyote'nin alt katında mütevazı bir konser verdik, çok güzel oldu, çok da iyi oldu. "Durak" adlı yeni şarkıyı da ilk defa çalmış olduk, ama tabii dinleyenlerin çoğu bizi tanımadığı için (bilerek gelen sevgi dolu azınlığı bunun dışında tutuyorum) bu insanlara pek bir şey ifade etmedi. Zaten genelde hep ilk defa dinlendiğimiz için hiçbir şey ifade edemiyoruz, neyse ki konser iyiydi, güzeldi. Umut Töre Bandosu da pek hoş idi. Konsere dair görüntü yok, ama konser öncesine dair bir takım video kayıtları var, uygun kabloyu bulur bulmaz bu görüntülerle rahatsızlık yaratacağımdır.

  • Ha bir de Özgür kardeşimiz nefis bir stüdyo yapmış, cuma günü bir takım kayıtlar yapmak üzere orayı işgal ettik. Ne çıkar bilinmez, ama resmen özendim ulan.
  • Ali Bey ile Güney Kampüs'e inerken karşımıza şöyle bir manzaray çıktı, ne acaip iş:
  • Eminönü'nden samuray/ninja (ikisi arasındaki farkı bilsem de kılıçları arasındaki farkı kestiremiyorum) kılıcı görüntüsünde şemsiye aldım. Gerek Eminönü'nde, gerek Taksim'de, gerekse havaalanında yaptığım primin haddi hesabı yok. Gerçi uçağa almadılar şemsiyemi ama olsun, en az 17 kişiyi güldürdüm.
  • Bu ay her haftasonu İstanbul'dayım sanki.
  • Lemur konserini kaçırmış olanlar, "Allahım, nasıl olur? Ben Lemur'suz yaşayamam!" diyenler için geliyor: Şimdi banaaa kaybolan yıllarımı verseler...
  • Şaka şaka. 7 Mayıs'ta Taşoda'da, 19 Mayıs'ta Bahçeşehir Üniversitesi'nde, 25 Mayıs'ta ise Dogzstar'dayız. Bunun dışında 13 Mayıs'ta 7 Pink Floydlar ve 2 Prenses Hayal Bistro'da, 12 Mayıs'ta ise Emir Yargın'ın albüm lansman konseri var Ghetto'da. Hepsine olmasa da bir kısmına gelin ki bence.