7 Temmuz 2008 Pazartesi

Walk without rhythm, and it won't attract the worm...

Korkunç lan...
  • Vj Bülent'in klibine rast geldim geçen gün Kral Tv'de. Korkunçtu yahu. Hani bu korkunçluk ne insanların kişisel tercihlerine yönelik, ne kendini nasıl ifade ettiğine, bambaşka bir korkunçluk bu. Bülent Ersoy'un korkunçluğu gibi, ama biraz daha farklı. Neyse, youtube'a kaçak girin, bulun klibini ve izleyin, ya da yapmayın bunu kendinize. Bakın ben size son derece yasal bir yol da buldum, ama seyretmeyin. Çok ciddiyim. yapmayın.
Çok merak edenler için (biliyorum ettiğinizi) şarkının nakaratı da şöyle:
Beni küçük görene bakın ne de büyük
Sevdiği için canını bile veremez (bile? ne verseydi çocum başka?)
Bende aşkın zurnası sende cılız düdük
Laralaralay lay laralaralay lay....
  • Rüya: Uzun bir rüyanın bir yerinde bir arkadaşımın çok mutsuz olduğunu, bunu da bloguna yazdığını gördüm. Hatta bloguna "bunu ayşegülnazcan bile anlayamaz" yazmıştı, tek cümlelik bir yazısında. Arkadaşım dediğim de arkadaşımın arkadaşı, muhabbetim bile yok yani, ayşegülnazcan olduğumu bile bilmiyor olması muhtemel. Garipti yahu.
  • Kabus: Aynı gün kendimi Ferhat Göçer'den Biri bana gelsin o da sensin diye şarkı söylerken yakaladım. Aynı yakalama durumu bu sabah da oldu. Ferhat Göçer'den hiç hazzetmeyen bir insan olarak bu durumla ilgili kendimi kınıyorum.
  • Geçenlerde VH1de oyuncuların oynadığı klipler konulu, 50 kliplik bir geri sayım vardı-hastasıyız Vh1'ın, hastasıyız digitürkün. Her neyse, bu söz konusu sıralama yer yer kuzenle sinirimizi bozmuş olsa da (o şarkı ne arıyo 20. sırada, 2. sırada niye madonna var, dandik bi klip o, hay sizin...), nostalji yaşamadık değil. Hele ki beşinci sıraya geldiğimizde gördüğümüz Fatboy Slim'den Weapon of Choice söz konusu nostaljiyi ikiye katladı-hastasıyız Christopher Walken'in, ki bir dedikoduya göre kendisi söz konusu klip için para almamış. Birinci sıradaki şarkı da şaşırtmadı ve ekstrem oyuncu populasyonu ile Michael Jackson'dan Liberian Girl oldu. Tabii ki sıralamada Bobby McFerrin'den Don't Worry Be Happy ve Texas'tan şimdi hatırlayamadığım bir şarkı da mevcuttu, ve biz hepsini kafamız sağa 45 derece eğik, yüzümüzde tuhaf bir sırıtışla izledik. Hastasıyız, evet.
  • Hastasıyız dedim de aklıma şu cümle geldi: "Hastasıyım Şile'nin...". Buradan Fatih Bey'e selam ederim:)
  • Son olarak, kuzenle çılgıncasına VH1 seyrettiğimiz gün, yanlış hatırlamıyorsam Zone Reality'de bir programa denk geldim - evet evet, gerçekten hastasıyız digitürkün. Söz konusu programda çok sivilceli iki gencimiz (burada söz konusu sivilceler tiplerine değil "nerd" kavramına yöneliktir, nerdler de aslında sevdiğimiz insanlardır, ama bu insanlar biraz garip) mağaradaki ruhları araştırmaya, bunu bir de program haline getirmeye karar vermişler. Mağarayı gezmeye gelenler anılarını anlatıyor, bunlar da yorum yapıyor. Ellerinde garip bir alet var, paranormallik ölçüyormuş bu alet, mağarada da paranormallik yüksek çıkmış. Fotoğraf çekiyorlar mesela, flaşlı, sonra fotoğraf hafif dumanlı çıktı diye "aha burada ruh var" diyorlar. "Yavrucum, kaç yaşına geldin, hala ergensin. Işık yansıyan bir şey. Havada senin göremediğin partiküllerden de yansıyabilir. Bari git evine fotoşop öğren, hileli fotoğraflar yap, deviantart'a koy, en azından karizma yaparsın, birileri "fav"lar falan..." dememiş mi kimse bunlara? Yazık değil mi bu gençlere, mağarada debeleniyolar? Hani bir ruh varsa o şekilde mi araştırılır bre dana?
  • Öpercesine hepinizi...

2 yorum:

Emir Bey dedi ki...

sen bence vakıf olamamışsın o mağarada ruh var

operadaki fantom dedi ki...

ya bırak, sivilce var o mağarada!