17 Eylül 2008 Çarşamba

Teşekkür gibi bir şey ama tam da değil gibi.

İzmir'den ayrılmadan önceki her iki günde de bu herifi gördüm. Peki bu herif kim? Daha önceki yazılarda da gördüğümüz, tanıdığımız, sevdiğimiz, saydığımız Spark. Bir sürü eğlence dolu fotoğrafı varken neden bu? Çünkü kendisi artık hüzünbaz bir insan. Dün gece otobüste olduğumdan kelli kendisinin blogunu okuyamadım, ancak son 3 yazıdır ne kadar mutsuz olduğundan, ne kadar sıfırlandığından, vay efendim yüzünün gülmediğinden falan bahsediyor.

Yalan! Rica ediyorum inanmayın, buluştuğumuzda gayet de güldüğünü gördüm kendisinin. Ayrıca söz konusu insan İhsan Deniz Gencer ulan, ne kadar depresyona girebilir!? Okudukça yadırgıyorum, çünkü kendisi de farkında, aslında o kadar da üzülmüyor-ki muhtemelen üzülmesinin nedeni o kadar da üzülmemesi. Hadi "o kadar da üzülmemesi" inancını yitirmesine sebep oldu diyelim, öyle kabul edelim. Öğrendiğin yeni fotoşop numaralarını eski sevgilinle harmanlayıp "her şeyim sıfırlandı" konulu bloglar yazmak yakışıyor mu sana Spark? Titre ve kendine gel Spark. Dayak istiyorsun Spark.


Tabii ki Deniz kendisini anladığımı biliyordur, tabii ki sıfırlanmanın ne anlama geldiğini bildiğimin de farkındadır, o yüzden bu yazıya alınganlık etmez deyü tahmin ediyorum. Benim sorunum zaten anlatmak istediği şey/içinde bulunduğu durum/verdiği izlenim ile ilgili. Ya da bana ne yahu. Yorum yapmak Ayşegülnazcan'a düşmez ki bu konuda-kendisi de değişik yerlerde abuk sabuk depresif zırvalarda bulunmuş bir insan sonuçta, bunu inkar edemeyiz ki. O zaman niye dürtüyoruz Spark'ı. Bırakalım yahu yazsın rahat rahat, hem zaten bu yazının amacı da bu değildi. Na şuydu:


Evet, yıllar önce Star Tv'de yakaladıkça seyrettiğim, çok sevdiğim-gerçi bir çizgiromandan çalıntıymış bazı şeyler, onu da bulup okuyacağım sanırsam sırf meraktan- çizgifilm kahramanı: Freakazoid. Geçen sene son derece sefil bir şekilde youtubedan ikiye üçe bölünmüş hallerini seyrettiğim, torrent yurtta yasak olduğu için indiremediğim, beni kör kuyularda merdivensiz bırakan çizgifilm Freakazoid. Steven Spielberg tarafından yönetilmiş olan (benim bildiğim) üç çizgi diziden biri olan Freakazoid – diğerleri Animaniacs ve Pinky and the Brain, onların da hastasıydım küçükken. Ve şimdi, canım arkadaşım Deniz tarafından bana ilk iki sezonu dvdye çekilmiş olan Freakazoid. Geçen sene ilk dönem çılgıncasına Futurama seyrederken bu sene seyredeceğim çizgi hede Freakazoid. Super-teen extraordinaire Freakazoid.


Hani üşenmesem şuraya müziğini bile koyardım.


Sonuç olarak Spark Bey'e dvdmi çektiği ve beni Migros'tan sonrasına kadar rahatsız terliklerle yürüttüğü için teşekkür ederim:). Şu anda İstanbul'dayım, sabahın yedisinde geldiğim için giriş yapamadığım yurdumun lobisinde oturuyor, kaçak wirelesstan yararlanmaya çalışıyorum. Gerçi şu anda yararlanamıyorum ve bütün bu yazdıklarımı worde kaydetmem gerekecek ama olsun, sakıncası yok. Bugün, inşallah, girişimi yapıp, odamı az çok yerleştireceğim-ulan eşyaların çoğu da İzmir'de kaldı ama hadi bakalım. Sonra akşam 7pf provası var ki özledim çok onları da. Şimdi bu bilgisayarı kapar, bankalara atarım kendimi. Hani yağmur yağacaktı yahu? İğrenç sıcak yine hava.


Son olarak, bu yazıyı biraz eski bir resimle bitirmek istiyorum, eski dediğim nisandan kalma olması lazım. Fotoğrafı dedem çektiği için (Allah rahmet eylesin) ek bir önemli benim için, ama bu seri olduğu gibi güzel. Annem, ben, babam. Her şey için teşekkür ederim onlara da. İçimden geldi.


3 yorum:

alt + 168 dedi ki...

ehü..

alt + 168 dedi ki...

fantom ben şimdiden özledim seni yeahu...

operadaki fantom dedi ki...

jonem beh!