Aslında ilginç bir durum yok, yani aynısını Türkiye'de de görebiliriz muhtemelen. Yine de hala sokakta mobilyalar görmeye alışamadım ben, belki bizde hep "ihtiyacı olan birini bulalım", "atmayalım ziyan olmasın", "birine verelim" cümleleri çok kullanıldığı için, ya da isterseniz belediye tarafından alınıp ikinci el dükkanlarında satıldığını, ya da freecycle gibi yerlerden hemen ihtiyacı olan birini bulabileceğinizi bildiğimden kelli. Ama diyorum ya, ilginç bir şey yok, eminim İstanbul'da da birkaç saat dolansam, yine bir şeyler bulunur.
Efenim bir evde ilk gerekecek şey halıysa, hemen çıkar çıkmaz buldum. En azından yatak odasını kapladık sayın...
Hemen akabinde, yaklaşık yarım saat içinde yatağı da buldum. Peki yastıksız yatılır mı? Yatılmaz. Hiç merak etmeyin...
Yatak odamız hazır sayılır. Yine de biraz aksesuara ihtiyacımız var sanki, üzerine sürahi, çiçek falan koymalık...
Bakalım başka ne bulabiliriz derken daha güzel bir yatak buldum. Bunu alalım biz, diğerini misafir odasına koyalım...
E tabii şimdi buna da yastık lazım. Bonus olarak bir de çocuk küveti, şimdi evde ne zaman bir bebeğin yıkanacağı belli olmaz. Kilim de iyi...
E paki misafir odasının yerleri ne olacak, hep alttan alttan geliyor soğuk burada??
O değil, mutfağa da bir şeyler lazım, en azından bir fırın falan bulabileydik iyiydi...
Bir de dolapvari bir şey yok biliyor musun? Ne yapsak ki....
E bunun ne kapağı, ne rafı, ne çekmecesi var diyenlere bir sonraki köşeden geliyor (tamamını göremeseniz de bu aslen bir çekmece ve kapak yığınıydı sayın seyirciler):
Bu gördüklerinizin hepsi muhtemelen şu anda da aynı yerlerinde duruyor, zira Hollanda milletinin gözü tok, sırtı pek. Bir de tabii temizlik unsuru var bazılarında. Yine de bütün bu sokağa bırakılanlardan Nil İpek'in payına hiçbir şey düşmedi sanıyorsanız yanılıyorsunuz dostlarım:
1 yorum:
Yorum Gönder