15 Eylül 2009 Salı
Garson o pipetleri almayaydı iyiydi...
Bugün, evet, kimi buluşmalar vuku buldu. Doktora gitme bahanesiyle çıkmıştım evden, madem bir bahane sahibiydim, o zaman neden arkadaşlarımla buluşmayaydım ki (evet, bahanem olmadığı sürece arkadaşlarıyla buluşmayan, pis, iğrenç bir insandım ben).
Başta Deniz Bey, sonra bugün tanıştığımız ve memnun olduğumuz Şebnem Hanım'la oldukça caz çalan mekanlara oturduk. Selcen'in de aramıza katılmasıyla derin bir nefes aldık, ama Selcen ilgiyi çok fazla üzerinde tutamadı, ilgi hemen yandaki stormtrooper kafalı çocuğa ve Selcen'in yeni telefonuna kaydı.
Cazdan kaçıp kordona çömdük elbet, sonra çekirdekçilerin hışmına uğramadan kalkmamız gerektiğine karar verdik. Parfümcü amca bir benimle diyalog kurmadı, memnun mu olsam, altında başka bir şey mi arasam bilemedim. Ayrıca, göreceğiniz üzere, içimizdeki Deha aşkı bambaşka.
Özlemişim yahu. İnsanları da, mekanı da. Gerçi insanlardan biriyle bugün tanıştım ama olsun, tanısaydım özlerdim herhalde. Ama buluşmadan önce, lise hayatımın geçtiği yerlerde "burada yaşamış ama hiç anısı olmamış" gibi dolaştım ya, hissiyatı başka türlü nasıl anlatabilirim bilemedim. Hatırasız, ama hatıralı, gibi.
Her neyse, zaman çabuk geçiyor, bak seneye mezun oluyorum...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
<3
(_;_) we must cut it.
Yorum Gönder