9 Temmuz 2009 Perşembe

Ayşegülnazcan İstanbul'da 2, bölüm 2: Üç öğün elma





Yiyen ben değilim, eniştem. Aytaç Teyzem evde olmadığı için yemek yapan yahut kahvaltı hazırlamakla uğraşan yok, üşengeçlik de insanı sürekli elma yemeye itebiliyor (kendi yurt yaşantımdan biliyorum). Ben dolaptaki ballı mısır gevreğini keşfettiğimden beri daha mutlu bir hayat yaşıyorum, ama eniştem bu sabah "artık elma yemek istemiyorum resmen iğrendim artık" diyordu. Teyze nolur geri dön artık. Ev halkı aç.

Efenim dün ani bir telefon görüşmesi sonucu Emir Bey'le buluşup Taksim'e aktık. Emir Bey sağolsun, geleceğimi çeşitli ülkelerin konsolosluklarına duyurmuş, konsolosluklar da folklor ekiplerini beni karşılamak için Taksim'e göndermişler. Pek mutlu oldum, Hindistan, Yunanistan, Polonya falan derken (ve ülkeler arasında bir bağlantı kurmaya çalışırken) bu festivalin tadını çıkardım. Emir Bey'e de teşekkür ettim.


"Halay evrenseldir" - Emir Aksoy

Bu anlamlı konvoydan geçtikten sonra birden fark ettik ki yanımızda HTR hocamız Barış Zeren yürüyor-ki kendisi gerçekten çok sevdiğimiz bir hocamızdır. Kendisini bizimle çay içmeye ikna ettik (gerçi onun da vakti vardı), ben politikadan anlamayan bir insan olarak hocanın projesini anlamaya çalıştım (ve başardım) ve anlamadığımı iddia eden kimi dış mihraklara da "SİZ DE PSİKOLOJİDEN ANLAMIYOSUNUZ Kİ" diye çıkıştım. Barış Bey'i uğurlarken arkasından konuştuk biraz, dedikodusunu yabdık. Bu hoca hep böyle bizim arkadaşımız olsun dedik.















Ne diyorduk? Emir Bey'in misafirlerini karşılamak üzere mekandan hesabı ödeyip kalkmamız, ancak misafirlerin de mekana geleceğini öğrenince aynen gerisin geri oturmak zorunda kalmamız muhteşem bir an olarak tarihe yazıldı. Her muhabbet gibi, bu muhabbet de bitti, herkesin eve dönme vakti gelmişti, ben ise SMV konserine doğru yola çıkmıştım.

Konserle ilgili hiçbir yorum yapmak istemiyorum, ama söyleyeceğim her şey yoruma girecek. Neydi o öyle. Konser sonrası 7pf2p'den Erhan ve Barış'la konuştum, konser vermekten vaz mı geçsek diye tartıştık. Neydi o öyle. Naptınız lan siz. Bas çalmaya başladığım güne lanet ettim. Neydi o öyle.


Dipnot 1: Konseri yalnız izledim, güzeldi. Ama konserden Taksim'e gece yalnız yürümek o kadar güzel değildi.
Dipnot 2: Adın Aykut'tu yanlış hatırlamıyorsam. Çok kötü hissettiğim bi anda beni nasıl mutlu ettiğini bilmiyorsun sen. Teşekkür ederim sana çok:)

1 yorum:

Emir Bey dedi ki...

bana kalbiniz kadar temiz bu bilok sayfasında yer ayırdığınız için müteşekkirim üstelik sözümü de atasözü olarak değerlendirmeniz beni onore etti, mümkünse barış hoca hep arkadaşımız kalsın.