25 Aralık 2009 Cuma

Yeşil Otobüs

Stajın son günü, bir çılgınlık edip tıklım tıkış dolu olan 59A'ya binmişim, zaten otobüse girdiğimle kalıp herhangi bir ilerleme de kaydedememişim; şoförle yanyanayım. Hapşırdım.

-İyi yaşa
-(kulaklığı çıkar) Ha, ne?
-İYİ YAŞA DİYORUM
-Eheh, hep beraber.. (kulaklığı tak)
-Kulaklık çıktı mertlik bozuldu ya...
-(tekrar kulaklığı çıkar) Efendim?
-Kulaklık diyorum çıktı, mertlik bozuldu...
-Eheheh (muhabbet olasılığı üzerine ipodu kapat)
-Bir de yayalar var kulaklıkla gezen... Korna çalıyorsun çekilmiyor... İlla diyor gel beni dürt... Bir de yolun ortasından yürüyor...
-Ya, onlardan biri benim sanırım ehemehe...
-Ahaha, yalnız bir gün öyle yürürken bir yeşil arabaya binersin, ama o araba bu olmaz.


Ani gelen şu lafın içindeki belirgin zekaya mı hayran kalayım, sabah sabah felsefe yapan otobüs şoförüne mi, bilemedim. Hayır, bu konuşmanın devamında bir de "Zaten ne değerli arabaysa, herkes onun peşinden koşuyor" da dedi. Sonra bir durakta bütün yolcular indi, ben de arkaya ilerlemek zorunda kaldım.

4 yorum:

gürültü dedi ki...

ahahah süper

October Swimmer dedi ki...

"Zaten ne değerli arabaysa, herkes onun peşinden koşuyor"

böyle şoförlere ihtiyacımız var

tranquíl dedi ki...

-Eheheh (muhabbet olasılığı üzerine ipodu kapat)

bu.

Emir Bey dedi ki...

of müthiş adammış şoför