11 Aralık 2009 Cuma

Got my feet on the ground

Sırf şunu dediği için Firefox'a inanılmaz sempati duydum ben:

"Açılmak istenen site isteğe cevap vermeyince, tarayıcı da beklemeyi bıraktı."
Ayrıca sırf sayfaya bağlanamadı diye "Böyle bir bağlantı yok!" diyen Chrome'a da,
suçu sayfaya atıyor diye kıl olmaya başladım.

Her neyse. Üç gündür şunları yaptım ben, gerçi hiçbiri içime sinmiş değil ama olsun.

1-"Başım ağrıyeee"




Dört gün aralıksız ve yoğun bir şekilde süren baş ağrısı festivalleri, dün gecenin geç saatlerinde müthiş bir törenle sona erdi. Alternatif sahnede yer alan aktivitelerden boyun ağrısı, diş ağrısı ve çene kilitlenmesi de seyircilere harika bir final yaşattı. Festivalin hemen ertesinde, festival komitesi başkanı Nil İpek Hülagü; "Halkımıza böyle bir festival sunduğumuz için çok mutluyuz, ama başınızın ağrımamasının ne kadar büyük bir nimet olduğunu bilemezsiniz." dedi.

Çok daha somut bir şey olacaktı bu, ama baktım ortaya dünyanın en gereksiz resmi çıkıyor, dur bakayım dedim, biraz el attım kendisine. Ve evet, aylardır kontrol ettiğim "kendini çizme içgüdüsü"nü artık serbest bırakmak zorunda kaldım.

2-"Hazır başım ağrımışken..."


Şunu fark ettim ki (gerçi daha önce de fark etmiştim), sümüklü böcek çizmeyi çok seviyorum. Buna ek olarak sırtımda yürüyen sümüklü böceklerin fikri de ek olarak hoşuma gitmiş. Bunların hepsi bir yana, her yağmurda mutlaka yanlışlıkla 2-3 sümüklü böcek eziyorum ve her seferinde ne kadar mutsuz olduğumu anlatamam. Çok fena.

Sonuç olarak şu abladan özendiğimi zaten inkar etmeyeceğim, o ablanın bu işi çok daha iyi yapmış olduğunu da kabul ediyorum. Ama, hani yarın öbür gün sorarlarsa "moleskine boyadın mı ki hiç sen, adam mısın sen?" diye, cevabım hazır en azından.

3-"Dev kedi"


Bu resim tamamlanmadı ve sanırım hiçbir zaman da tamamlanmayacak. Çünkü bir sorun var renklendirmesinde ve çözemiyorum, bir türlü istediğim gibi olmuyor. Yine de şu üçü arasında en çok içime sinen bu diyebilirim. Ayrıca kedilerin parmak görünce burunlarını sürtmesi dışında açıklaması en zor resim de bu galiba.

4-"Aslında bi şeyler var ama?!" -yoğun istek üzerine


Emir Bey'in de blogunda bahsettiği gibi, salı günü bir takım videosal kayıtlarda bulunduk, neden diye sormayın, anlık gazlar silsilesi sonucu oldu bir şeyler. Aslında benim bir haber spikeri ciddiyetinde geri vokal yaptığım, melodinin ortasında nefesim bittikçe "hııııııııınnnggh" şeklinde burnumu çektiğim, Emir Bey'in de aynı anda hem x, hem y, hem de z eksenlerinde çılgınca sallandığı videoyu buraya koymak isterdim. Koyamadım, internetim yamuk, iki dakikada bir düşüyorum -ki sanırım hepimiz için en hayırlısı bu, ahahahah:)

~

Neyse, özgüven düşmanı bu dört aktiviteden sonra ego patlaması yaratan olaya gelelim.
Buyrunuz, hazır hava atma şansım var:

Çok değişik hissiyatlar içindeyim, bi işe yarayacak mı o bile bir muamma. Ama Görkem benden de iyi bir sonuç aldı ki o süper. Cidden süper. Hatta ona daha çok sevinmiş olabilirim.

2 yorum:

görkem dedi ki...

4. maddedeki yazı karakteri değişimini ben sevdim, çok sevdim;
ama hande hoca sevmez... sevinciniz de bol olsun efendim..

ych dedi ki...

sayende ALES sonuçlarının açıklandığını öğrendim nil-i-pek..
sağolasınn..=)