Ne 5D'ye, ne de üzerindeki lense alışabildim henüz ("Abi duydun mu Nilipek 5D almış")(Almadım yahu... İşyerinin makinası...). Gerçi lens baya tatlı, hatta Tamron'a karşı önyargılarımın çoğunu törpüledi diyebilirim. O değil de Cmena'm, ciğerim bozuldu, hüzünlere gark oldum. Sökeceğim sanırım kendisini. Çok acaip işler peşindeyim.
-Biri bana şunu mantıklı şekilde anlatsın ki vazgeçeyim: "Nilipek, belli şarkıların belli satırlarını bekleyerek/dinleyerek bir yere varamazsın".
-Yağmurlu havaları seviyorum/yağmurlu havalarda ödevdir, sınavdır, iştir uğraşmayı sevmiyorum. Bu sabah gerçekleştirdiğim süt+kurabiye+battaniye triosunu bütün güne yaymak istiyorum.
-Bir tam gün süren sevgi böcekliğim, yapmam gereken ödev ve çalışmam gereken sınav nedeniyle sona erdi. Halbuki ben çizim yapmak, kitap okumak, stüdyoya gitmek, tembellik eylemek, en kötü ihtimalle LES çözmek istiyordum. Ki en kötü ihtimal bu. Ama şimdi ceset ağırlığındaki bir kitabı almam (evet daha kitabım bile yok) ve kendimi kütüphaneye atmam lazım. Hastasıyım kütüphanenin lakin kitabı düşündükçe içim kararıyor.
-Blues festivaline gittik ettik, hatta Tekaüt bile gördük de, bir çıkıştaki gazeteyi o kadar bulmacasını falan çözdükten sonra Çiço'da bırakmam, bir de bir tane bardak almamış olmam içime dert oldu resmen.
-Sabah bilmediğim bir şeyler çaldı Radyo 3'te, aynı piyano riffinin tekrarlanmasıyla oluşan çağdaş bir şeyler. Hani son dönemde "çağdaş" bıdılara tepkiliyim, ama bundan bağımsız olarak sabahın yedi buçuğunda hiç çekilmiyordu be. Neden yedi buçukta uyandın peki, manyak mısın sen derseniz, yanlış alarmı açmışım derim. Neden kapatıp uyumaya devam etmedin peki, manyak mısın sen derseniz, boynumu büker, bilemedim derim. Neden bunu devam ettirip bir ilahiye dönüştürmüyoruz peki, manyak mıyız derseniz, eyvallah derim. Ayrıca dün Lounge FM'de Barış Manço'dan Lambaya Püf De çaldı, belirtirim.
-Sevgili Soulseek, canım Soulseek, böyle bazen çatır çatır indiriyorsun ya albümleri, böyle abuk sabuk albümler buluyorum ya sende, çok seviyorum lan seni.
-Yağmurlu havaları seviyorum/yağmurlu havalarda ödevdir, sınavdır, iştir uğraşmayı sevmiyorum. Bu sabah gerçekleştirdiğim süt+kurabiye+battaniye triosunu bütün güne yaymak istiyorum.
-Bir tam gün süren sevgi böcekliğim, yapmam gereken ödev ve çalışmam gereken sınav nedeniyle sona erdi. Halbuki ben çizim yapmak, kitap okumak, stüdyoya gitmek, tembellik eylemek, en kötü ihtimalle LES çözmek istiyordum. Ki en kötü ihtimal bu. Ama şimdi ceset ağırlığındaki bir kitabı almam (evet daha kitabım bile yok) ve kendimi kütüphaneye atmam lazım. Hastasıyım kütüphanenin lakin kitabı düşündükçe içim kararıyor.
-Blues festivaline gittik ettik, hatta Tekaüt bile gördük de, bir çıkıştaki gazeteyi o kadar bulmacasını falan çözdükten sonra Çiço'da bırakmam, bir de bir tane bardak almamış olmam içime dert oldu resmen.
-Sabah bilmediğim bir şeyler çaldı Radyo 3'te, aynı piyano riffinin tekrarlanmasıyla oluşan çağdaş bir şeyler. Hani son dönemde "çağdaş" bıdılara tepkiliyim, ama bundan bağımsız olarak sabahın yedi buçuğunda hiç çekilmiyordu be. Neden yedi buçukta uyandın peki, manyak mısın sen derseniz, yanlış alarmı açmışım derim. Neden kapatıp uyumaya devam etmedin peki, manyak mısın sen derseniz, boynumu büker, bilemedim derim. Neden bunu devam ettirip bir ilahiye dönüştürmüyoruz peki, manyak mıyız derseniz, eyvallah derim. Ayrıca dün Lounge FM'de Barış Manço'dan Lambaya Püf De çaldı, belirtirim.
-Sevgili Soulseek, canım Soulseek, böyle bazen çatır çatır indiriyorsun ya albümleri, böyle abuk sabuk albümler buluyorum ya sende, çok seviyorum lan seni.
2 yorum:
5d'si olan işyeri ne güzel bi işyeridir.
kasım alesine giriyor musun aşşegülnazcan? pek endişeliyim. matematiki unuttum ki ben.
giriyoruuum ama ne yapıcam bilmiyorum:)
Yorum Gönder