5 Haziran 2011 Pazar

Babaannemin Fırını



Aslında işin özeti şu; babaannem tek kişilik minyatür fırınında çok kişilik yemek yapamamaktan sıkıldı ve enfes bir fırın çekti kendine. Tek sorun, yeni ve enfes fırınlar biraz dijital, biraz karışıktı. Biz de hem fırını çözmek, hem de fırını çözerken yaptıklarımızı yemek amacıyla babaannemde toplandık.

Beni her zaman hamur yoğururken göremezsiniz...

Festivale annem "fırında kremalı patates" ve "fırında balık" gibi ana yemeklerle katılırken, ben sonrasında çay eşliğinde yenilecek olan "hindistancevizli kurabiye" ve "lor kurabiyesi gibi detaylarla ilgilendim, adeta una, yağa, hamura doydum. Festival boyunca babaannemin kedisi Sarman'ın, içinde balık yatan fırına ilgisi ise gözlerden kaçmadı...


Yemekler oldu, sıcak sıcak yendi, kurabiyeler de pişti, onların soğuması beklendi. Leziz (ne yazık ki mütevazı olamayacağım bu konuda niheh) hindistancevizli kurabiyelerim ve yanmış (bu konuda mütevazı olmak zorundayım, zira bildiğiniz yaktım kurabiyeleri) lor kurabiyelerim ailenin beğenisine sunuldu.

Arkada yanık kurabiyeler ilgi çekiyor, AMA BAKIN HİNDİSTANCEVİZLİLER ÇOGZEL

"Ailecek en sevdiğimiz şey çayımızı içip güzellik yarışması seyretmektir."

Bir de şöyle bir şey var, babaannemle mutfakta:


Hiç yorum yok: