O değil de Mozart'ın Türk kahvesini ve bilardoyu çok sevdiğini biliyor muydunuz?
İki bilgilendirme; birincisi, biz Tozak ailesiyle geleneksel olarak her sene Meryem Ana'ya gidiyoruz, evet. İkincisi, Meneviş Hanım ve benim makinam bir araya geldiğinde kontrolden çıkabiliyoruz. Bu sefer rotamıza Şirince'yi de ekledik, manyaklar gibi yiyip, gezip geri döndük.
Gördüğünüz üzere sevgili annem çaput bağlıyor. Evet, bugün adeta dileğe, kozmik hareketlere doyduk. Doyduğumuz başka bir şey ise teyzeydi. Biliyorsunuz ki, eğer kırsalımsı bir alana gidildiyse köylü teyze fotoğrafı çekmek önemli bir kuraldır, nitekim aynı kural Şirince'de de geçerliydi. Elinde düzgün bir makinası olup da teyzeleri fotoğraflamayanlara köyün çıkışında çok fena şeyler yapıyorlardı, o yüzden ben de eksik kalamadım, ve teyzeye doydum.

İşte böyle. Günü arabada uyuyarak tamamladık Meneviş Hanım ile. Bu ilk göreceğiniz fotoğraf, uyumadan hemen önce olsa gerek. Geri kalan fotoğraflar da tüm Meneviş Tozak hayranlarına gelsin.


Yazı bitmek bilmiyordu adeta. İşte, dedim ya kontrolden çıkıyor fotoğraf olayı diye, böyle işte. Bir sürü fotoğraf. Ama günü işte şu iki fotoğrafla özetleyebiliriz, ki ilkiyle aynı yerde 10 yıl öncesinden kalma fotoğrafımız da var, yok değil.

Bu da yazının son fotoğrafı olsun, hastasıyım:




















