9 Ekim 2009 Cuma

Şırdan

Togay'ın açıklamasıyla; "Şimdi ineğin dört midesi var ya, onlardan dördüncüsünün..."

Ama konu bu değil tabii. Kozmik dengeler hayatımın hiçbir şey yapmadan geçmesine izin vermedi, ve bildiğiniz üzere iki konseri aynı gün, aynı saate koydu. Yapacak bir şey yoktu, kadere boyun eğdik, ve Peyote'deki Lemur konserinden (aslen bir BUMK gecesiydi, belirtmek gerekirse) Babylon'daki 7pf2p konserine koştuk. Evet, Peyote'den Babylon'a koştum. Havamdan öleceğim.

Bizbize miydik, yoksa tanımadığımız insanlar da var mıydı, kalabalık mıydı, yoksa değil miydi, anlamadığımız bir konser geçirdik aslında Lemur'la. Tabii ki sopranoyduk Deniz de ben de, ve tabii ki, tabii ki sesimiz duyulmayacaktı, ama olsundu, zaten çok gürültülü şarkılarımız yoktu. Sonuç olarak güzel bir 30-35 dakika geçirdik sahnede, insanlar alkışladı, sonrasında güzel yorumlar geldi, mutlu olduk.

Dipnot: Dünyacan, sen burayı okumazsın ama, sağol yahu o kadar uğraştın gitarımın tonuyla. Güzel gelmiş dışarıya, öyle dediler. Ben hayatta uğraşmazdım.

Sahneden indiğimde saat 22.52 idi. Küfredip koşmaya başladım, evet.


Neyse ki tam arada 7pf2p konserine yetiştim-ki kafamda Shine On'a yetişmek gibi ütopik hayaller vardı, olmadı, sağlık oldu. Sonuç olarak yine 7 Pink Floydlar ile sahnedeydim, ve yine onlarla sahnede olmak çok keyifliydi.

Evet, madem Babylon'da konser veriyoruz, o zaman hemen kulisteki tuvalette fotoğraf çekilelim.

O da bitti. Sahneden indiğimde saat 00:41di. Deniz beni Peyote'de bekliyordu, dolayısıyla tekrar Peyote'ye koştum.

Çorbaya anne şevkatiyle yaklaşmak...

Sonrası laylayloyloy zaten. Peyote'ye "BİRAAAA" diye girdim, Replikas çalıyor diye bir mutlu oldum, muhabbettir, midyedir, olmayan şırdandır, olan işkembedir derken dörtte evdeydim, Deniz Hanım ile birlikte. Ve böylece, gece son buldu.

Ha, unutmadan, bir de söz konusu gece, bu adamın doğumgünüydü...



Şşt, bi baksana...

Bu da bugün işten eve gelirken aklıma geldi, zaten film zarfını kullanmak istiyordum, vesile oldu. Gerçi ilk düşündüğüm gibi olmadı ama olsun, sakıncası yok. Ayrıca, neden bilmem, "işten eve gelirken" demek bir mutlu etti beni.

Biz de artık Nişantaşı çocuğuyuz.

4 yorum:

libérateur dedi ki...

evden işe işten eve.

pekcic dedi ki...

benim yerim senin iş yerin ;) artık bir daha ki sefere kahveye gelicem.

dCan dedi ki...

haklısın
yargıya laf atmak için girmeseydim s.ksen girmezdim. ama sen simdi diyeceksinki "s.kme cocuum , etme cocuum" . tamam s.kmem ama bir şartla buraya potanın fotoğrafını çekip koyacaksın, bide o potayı öven bir fotoğrafını çekeceksin.o zaman tamam s.kmem..

operadaki fantom dedi ki...

ama orada sen s.kmiyorsun ki, biz seni s.kiyoruz ki bloga giriyorsun. biz de s.keriz, orada bir sorun yok. dolayısıyla sen o potayı koysam da koymasam da s.kmeyeceksin, ama bloga girdin bi kere, nihehehe...