29 Mart 2010 Pazartesi

Moja Generacija

Ya da My Generation. Sanırız Yugoslavya'da, yabancı şarkıları aynen çalıp kaydeden, ya da üzerine başka dilde söz yazan gruplar var. Evet Ajda Pekkan'ın yaptığı da uzunca bir süre bu ikincisiydi, ama yine de insan yabancı bir dilde dinleyince tuhaf oluyor.


Hazır eşyalı bir evde oturmanın en güzel yanlarından ikincisi tabii ki evde, dolaplarda bulduğunuz anlamlı anlamsız bir sürü şey. Birincisi ise gayet materyalist bir şekilde maddi anlamda bir zorluk yaşatmaması, ama konumuz bu değil. Konumuz, tam olarak bunu yazdığım masanın yanındaki dolapta bulunan mebzul miktarda 45lik ve işimizin gücümüzün olmadığı bir pazar akşamı.

Plaklara ciddiyetle yaklaşan adam Ali.

Efenim, Sayın Öztürkmen'i de ortak ettiğimiz serüvenimizde gördük ki, söz konusu plakların içinde "Samanyolu" ya da Haramiler'den "Aya Bak Yıldıza Bak" gibi, pek nostaljik, yeri geldi mi 60ların bütün oynaklığını hissedeceğiniz 45likler mevcut. Bunun yanında Galatasaray'ın şampiyon olduğu bir sene, atılan önemli gollerin spiker Orhan Ayhan tarafından "takdim edildiği" hoş bir çalışma da var.

"Halıfleks-hem yer döşemesi hem halı"

Serüvendeki bir diğer önemli nokta da, 33lük bir plak takılıyken, devir hızının 45likte kalması vokal girene kadar anlaşılamayabiliyor. İtiraf ediyoruz, biz anlayamadık.

Hiç yorum yok: