- Merhaba blogcan. Bıraktım, gittim, saldım sandın ama ı-ıh. Geri kalan her şeyi saldığım için dönüp dolaşıp kendimi burada bir şeyler anlatmak isterken buluyorum. Anlatacağım spesifik bir şey var mı emin değilim, ama olsun.
- Hayatın beni getirdiği yere bazen çok gülüyorum, bunu düşündüm şimdi boş sayfaya bakarken. Genelde hayat beni yüzde yetmiş emin olduğum yerlerden sınıyor bak. Yüzde 80-100 arasına bulaşmıyor (ya da belki bulaşsa da inadım sayesinde onu fark etmiyorum), yüzde ellinin altına zaten dönüp bakmıyor. Ama yüzde 60-70 çok iyi oran. Emniyet oralardaysa illa ki bir zorluyor hayat. Kendime bunun ne anlama geldiğini hatırlatmak için de şunu yazayım; hiçbir şey içmediğin partinin sonunda aç karna bamya turşusu eşliğinde duble viski yuvarlamış olmanın bir sebebi vardı: HAYAT.
- Bu ipucunu inşallah 20 yıl sonra da hatırlarım dönüp baktığımda ahahaha. Kesin unuturum.
Konuyla alakasız, konumla alakalı, söz konusu viskiden saatler önce Doğu Orcan gardaşımlan pozivaybs bir foto
- Geçen pazar Gökçekızla Volkançocuğu Büyükada'daki evlerinde ziyaret ettik. Hayatımda mesai günü gibi bir kavram olmadığı için hafta sonu adaya gitmek normalde bende büyük huysuzluk yaratırdı-ama şaşırtıcı şekilde ada boştu. Hava kötü gibi gözüken çok iyi havalardandı, sanırım ondan. Gökçe'nin yeni şarkılarını dinledik, Berkay ve Umut şarkıları nasıl düzenleyecekleri üzerine konuştular, ben de arada işgüzarlık yapıp lafa daldım, hemen de kendimi kötü hissettim lafa daldım diye. Ama galiba bir şarkısını ben mi yapacağım ne.
- Etraf AI ile yapılmış, sahiplerinin bayıldığı avatarlarla doldu ve bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.
Temsili görsel
- Bütün gün stüdyoda demoydu, editti uğraştıktan sonra Gazhane'de Simge Pınar konseri yakaladım. Epey tatlı konserdi. Çok heveslendim fotoğraf çekeyim diye ama hem ortam çok karanlıktı hem de uzaktan çekmek için uygun lens almamışım yanıma. Rezillik, ama güne güzel bir final.
- Bu hafta iyi hareket yaptı oradan oraya. Her seferinde eve yürüyorum diye bir madalya bekliyorum ama veren yok. Yazıklar olsun.
- Dün sabah yola çıktım St. Benoit Lisesi'ndeki konser için. Öğle tatili konseri verdim liseye, inşallah vay efendim bir öğle teneffüsümüz var yedi bitirdi kadın dememişlerdir. Tatlıydı baya, okul da, insanlar da. Sonra Zeynep'le kahve, Senkop'tan bir şeyler, Ahmet Rüstem'in etkileyici sergisi derken sonunda Eda Hocamla buluşup doktora tezli kutlama fotoğrafımızı çekildik. Şükür be.
(Keşke bu fayanslar gerçek olsa)
- Bugün -nihayet- makinamı M42 analog lenslerimle denedim. Bendeki Jupiter 9 baya kendine has, hakkında epey video çekilmiş bir lensmiş meğer. Hatta hızımı alamayıp Berkay'ın Zenit'indeki Helios'la da denedim. Sonra Berkay da bir şeyler denedi. Adaptörler kalp ben galiba.
(Bence Jupiter 9'un genel tarzını en iyi anlatan fotoğraf bu oldu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder