24 Kasım 2013 Pazar

Yeni yayın oluşturmak için buraya hafifçe vurun

-Hayatım İlber Ortaylı'ya rastlamakla geçiyor. Daha önce Sahaflar Festivali'nde iki liralık kitaplara bakarken aynı tezgaha gelmiş, orada duran "Beni Aldatabilirsin" adlı kitabı eline almış, "İnsanlar eskiden bunları okuyorlardı hah hoh hoh" demişti. Cevaben "Hala okuyan var" dediğimde, "Doğru söylüyorsun hoh hoh hoh" deyip gülerek uzaklaşmıştı. O yüzden İlber  Ortaylı'ya rastlamak benim oldukça geeçeküstü bir deneyim. Gerçi bugün gördüğümde kendisi gayet gerçekyanı bir şekilde uçaktan inmeden önce el bagajını indiriyordu, o yüzden rastlamalar ortalaması 50% gerçeküstülüğe tekabül ediyor şu an.

-Kasım ayı bitince bir rahatlayacağımı sanıyorum ya, ne güzel sanıyorum onu ben.

-Günlerimiz okul, gecelerimiz prova, haftasonlarımız ise 7 Pink Floydlar ile geçiyor şu ara. Arkamızda biri Ankara, diğeri İzmir olmak üzere iki güzel konser bıraktık, geriye ise şu eksikli ama beni pek güldüren fotoğraf kaldı:

-Geçtiğimiz hafta iki günümüzü Çocuk ve Medya Kongresi'nde geçirdik. Kişilik olarak pek delege bir insan olduğumdan (yazar burada kendine şaşıyor) aniden bir takım izleme komitelerine falan seçildim (yazar burada diğer delegelere şaşıyor). Medya tartışmalarının "medya çocuklara çok zararlı, ay çok zararlı"nın ötesine geçeceği bir dünyanın hayaliyle yaşıyoruz, belki bu kongre bu yolda bir adımdı diyebiliriz, kim bilir. Sonuçta bir umuttu yaşatan insanı, aldım elime sazımığ.

-YİNE AŞINCA ÇAYIN SUYU BOYUNU, BELKİĞ YENİDEN KARŞIMAA ÇIKACAKSIN.


-Bu arada işaret dili çevirisini sağlayan zihniyet ne güzel zihniyettir. Duyma engelli kimseyle karşılaşmadım, ama kimse olmasa bile bunu normalleştirmek, özellikle davet ediciliği açısından güzel. (Not: bildiri sunumlarında, komisyonlarda çeviri yoktu, bu da aslında biraz dışlıyor sanki. "Ana konuşmaları dinleyebilirsin, ama komisyona katılamazsın, kendi düşünceni belirtemezsin" diyor gibi gibi. Az önce dediklerimi geri mi alsam acep.)

-30 Kasım'da Bronx Pi'de 7 Pink Floydlar ve 2 Prenses, 5 ve 6 Aralık'ta Bümk'te ve Karga'da Emir Bey sahne alacak. Hatta buyrun bir adet Emir Bey afişi gelsin, özlemişsinizdir.



-Yaklaşık bir buçuk ay önce Albert Heijn sayıklamaya başladım. Çünkü bu böyle bir şey, Hollanda'dayken sıkılıp sıkılıp, damak tadına laf edip edip, vatana dönüşün 1.yılı tamanlanırken bir takım saçma hasretler beliriveriyor. Tabii konumuz bu değil, konumuz ne kaddar iyi bir insan olduğum ve başka bir şey istesem olacağı. Genelde bu "başka bir şey istesem olacakmış" denklemi pek mantıklı şeylerde geçerli olmuyor, ama bu sefer bir istisna vuku buldu sanırım. Bu yolculuğun hikayesi de yolculuktan sonrasına kalsın.

Hiç yorum yok: