7 Haziran 2010 Pazartesi

Bells chime, three times..

Bugün, dünyanın en iyi insanı ünvanını hak edecek bir hareketle sabah sürpriz poğaça getirmişti Görkem-ki söz konusu poğaça tüketimi, yemek yemek, su içmek gibi insani tüm ihtiyaçların bir yana bırakıldığı bir ödev sabahlaması sonucunda ekstra değerli olmuştu.

Biz de NH'nin önüne, az sonra sıkıntılı geçecek dersten habersiz, oturduk, poğaçalarımızı yedik. Bu sene pek yapamadığımız bir şeydi, oturduk, poğaçalarımızı yedik. Dersten önce son kez, oturduk, poğaçalarımızı yedik. Görkem'e dönüp, "Aslında hüzünlü olan ama şu anda hüzünlendirmeyen bir şey söyleyeyim mi?" dedim.

"Söyle.."
"Dersten önce son kez poğaça yiyoruz."
"..."
"..."
"Bok ye Nil."

Hava fenaydı ya, sırf o yüzden sanki aslında Ocak ayındaymışız, daha okulun bitmesini düşünmemize bile gerek yokmuş gibiydi bugün.

Dipnot: Okulun sonu konulu bunalım yazılarımdan baymış olanlara; arkadaşlar bunun daha son sabahlaması, son manzarası, son çayı, son hedesi, kep atması falan var. Önümüzdeki bir ay içinde alabileceği iğrenç vıyır vıyır duygusal hal için şimdiden özür dilerim. Bence bir ay açmayabilirsiniz blogu, bir şey de kaybetmeyebilirsiniz.

1 yorum:

görkem dedi ki...

sınavın olmayaydı da ineydik güneye şu akşam..