Birkaç hafta önce ilk kez bir radyo programına katılmış, kendimizi selebriti hissetmiş bulunduk. Söz konusu radyo programı Yalçın Birol tarafından hazırlanan ve karnaval.com bünyesindeki Zeplin'de yayınlanan BİP. Ah bu küçük selebriti hissiyatları, ah etkisi iki üç gün süren ama gerçek hayata zerre etkisi olmayan bu minik olaylar.
Radyo programının kaydı herhangi bir yerde var mı bilmiyorum, keşke olsa da hep beraber dinleyip eğlensek. Zira bilen bilir, bana soru sorulması demek benim sonsuza kadar konuşmam, o konuşmaların sonunun gelmemesi demek. Bu tür durumlarda sıkıntı şu: Kaydediliyor olmanın bilinci, normalde hiç kullanmadığımız bir kontrol mekanizması getiriyor; haliyle sonunu düşünmeden başladığınız cümleyi düzgün bir şekilde bitirebilmek adına attığımız taklalar bize paragraflık ifadeler olarak geri dönüyor.
Ne konuşmayı biliyorlar ne poz vermeyi, böyle rakstarlık olmaz olsun (-rakstarlık derken? -sus,çaktırma.).
Gerçi çok eğlendim ben Yalçın Birol'la konuşurken. Program yazıya geçirilse her yere parantez içinde "gülüşmeler" yazılır resmen. Ayrıca kendisini hem Zeplin için hem de BİP için kutlamak lazım; kendine sürekli alan arayışı içerisinde olan bağımsız müzik için çok önemli bir destek. Sadece konuşmak ve derdini anlatmak, kendini tanıtmak için değil, aynı zamanda müziğini icra etmek ve yaymak için de.
Son cümleyi bu anlaşılsın diye yazdım; evet, Ozan, Can ve ben bir takım icralarda bulunduk, bulunmadık değil. Videolar ne yazık ki gömülebilir değil, ama kendilerine ahanda şuradan ulaşılabiliyor.
1 yorum:
ben yeni buldum burayı, nil ipek'i tanıyordum da ayşegülnazcan'la henüz tanıştık, az sonra bir robot olmadığımı kanıtlayacağım, aman ha, sen erinme, hep yaz, çok güzel insansın!
Yorum Gönder