Bu belirsiz hal içinde elbette yapılması gereken tek bir şey vardı sayın seyirci; elbette çerkez tavuğu. Hayır, yapabildiğimden değil, ancak çerkez tavuğu ünlü bir babaanne, inatla bende yemek yapmaya dair bir umut göremeyen bir babam ve bizim elimizde de biraz heves olunca bu el verme merasimi kaçınılmaz oldu. Nitekim benzer bir merasim etli ve zeytinyağlı yaprak sarması için de yapılmış, günün sonunda ortaya üç tencere sarma çıkmış ve takip eden haftasonu boyunca sadece ama sadece sarma yenilmişti.
Ama bugün iki tencerede tavuk pişecekti dostum, sarma değil. Düşün ki o tavuklar tencere öncesi limonla ovulacaktı.
Tabii aslında babaannemin yanında benim görevim daha çok kalfalıktı; kendisi direktör ben ise asistandım, asli görevime ise ancak babam "E AMA BURALARI KİM TOPLAYACAK" dediğinde uyanabilmiştim. Hemen aşağıda ise severek yapmış olduğum "ekmek deşme" eyleminin sonucunu, son derece artistik ve biraz depresif bir mutfak mizanseni içinde göreceksiniz.
Bu fotoğrafla ekmek kabuğunu satmak istesem satarım bence.
Sonuç olarak ekmek deşmeler, tavuk tiftmeler, cevizleri robottan geçirmeler ve nice sarımsak ezmeler sonucu, bir büyük tencere leziz çerkez tavuğumuz oldu. Tavuk tifterken ise böyle insanlar oluyoruz, inanmazsınız (elbiselerimizin desenlerine ayrıca dikkat çekmek istiyorum):
Bütün bunlardan bağımsız olarak canımız, ciğerimiz ve bilimum iç organımıza denk Yoramız klibini yayınlamış çaktırmadan. Çaktırmadan dediğim bana çaktırmadan, yoksa biraz inceledim, facebookta çılgın atıyor. İnanılmaz güzel şarkı, dünya tatlısı klip. Görmediyseniz görün, gözlerinizin içi gülsün diye koyuyorum buraya, buyrun:
4 yorum:
bize de yapmanız dileğiyle, burada çerkez tavuğunu hakedecek biri varsa o da benimdir
Ditmek, ditmek. Tiftmek de nereden cikti simdi?
Sempatik bir blog...
.
Ayiptir söylemesi sizinkine dikkat etmis de degerli babaannenin elbisesini galiba gözden kacirmistik. Siz hürmet ettigimizi, ellerinden öptügümüzü söyleyin o anlar...
Yorum Gönder