Blogu hala ne kadar kişi takip ediyor, yazıları sonuna kadar okuyor bilmiyorum, ama bu yazı pek onlara yönelik değil, yani, sıkılabilirler diye diyorum. O yüzden onlara şöyle saçma bir telafi kaydı koyuyorum geçmişten gelen.
Konuya gelirsek, Maastricht Üniversitesi'ne gelmeden önce internette "Yahu acaba giden birinin yazdığı bir yazı, Türk öğrencilerine yönelik bir şeyler var mıdır?" diye bol bol bakınma, ve hiç bir şey bulamama fırsatı buldum. Ekşisözlük yazarları sağolsunlar baya yardımcı olmuşlar, ancak googleda benim gibi ne yapacağını bilmeden debelenen insanlar varsa, ben de kendilerine şu iki haftayı özetlemek isterim. Sonuçta ilk iki hafta hayatta kalırsanız sevgili dostlarım, ilerleyen aylarda da mutlaka hayatta kalırsınız...
- Ev işleri çok acaip, eğer evinizi ayarlamadan geldiyseniz (ki normal, çünkü Maastricht'i tanıdıktan sonra nerede, nasıl bir ev istediğinizi daha net görebiliyorsunuz) inanılmaz bir piyasanın içine düşeceksiniz, zira odalar adeta kapanın elinde kalıyor olacak. Yarım saat önce verilen ilanı aradığınızda odayı verdiklerini duyabileceksiniz mesela, ama korkmayın eninde sonunda bir eviniz olacak. Önemli olan noktalar:
- Randwyck'te hiçbir şey yok. Gitmeyin oraya. Gerçekten.
- Merkezde oturmak zorunda değilsiniz, hatta bence merkezde oturmayın, bu İstanbul'da Taksim'de oturmak gibi bir şey. Onun yerine Beşiktaş gibi, Gümüşsuyu gibi, Harbiye gibi yerler var, oralarda oturun:) (Misal bir Wyck olsun, St. Pieters olsun, Ceramique olsun...)
- Belçika sınırı ya da Aachen gibi seçenekler olacak önünüzde, oralarda hem ev bulmak kolay, hem de evler baya ucuz. Ama hatırlatmak isterim ki Aachen otobüsü 8€, Belçika'da yaşayan tanıdığım herkes de her gün küfrediyor. Yani, güzel yerler, ama değmeyebilir.
- Eğer benim gibi ilk aşamada biraz asosyal bir insansanız, ve hele ki sadece bir sene için geliyorsanız bence stüdyo tutmayın. Bir öğrenci evine girin, mutfak ortak olsun, insanlarla haşır neşir olmak zorunda kalın, yoksa evinizde yalnız geceler sizi bekliyor. Burada evet gürültü var, evet insan var, ama en azından ufak diyaloglar kurabileceğiniz bir ortam var.
- İlla mobilyalı olsun diye uğraşmayın, zira odaların içine baya kötü mobilyalar koyup mobilyalı diye değmeyecek paralar isteyebiliyorlar. Ve mobilya almak çok masraflı bir durum değil. Hem çok fazla mobilyasını veren/satan var, hem de ikinci el dükkanları mevcut.
- Ama kalacağınız evde mutfak önemli, çok önemli, zira dışarıda ve evde yiyeceğiniz her şeyi muhtemelen o mutfakta hazırlayacaksınız.
- İNTERNET ÇOK ÖNEMLİ. Aman diyeyim. Burada işler çok yavaş ilerliyor, internetin bağlanması haftalar sürüyor, dolayısıyla evde internetinizin olması büyük avantaj.
Hayatınız böyle geçecek oğluuum....
- Eveet, mutfak demişken, gelelim yemeklere içmeklere. Az önce dediğim gibi yiyeceklerinizi muhtemelen evde hazırlayıp yanınızda götüreceksiniz. Merak etmeyin, onlar da yapıyor aynısını. Ve tabii ki birkaç süpermarket ve marka var, daha hoş, daha güzel...
- Jumbo adlı süpermarket Markt meydanındaki Forum Mosae'de bulunmakta, öğrenci kartını gösterene %10 indirim yapmakta. Orta ölçekli bir market diyebilirim, yani çok pahalı değil, çok ekonomik de değil. Burada üzerinde E harfi olan fazlasıyla ucuz ürünler var, onları kovalayın, fena değiller. Örneğin, bu E harfli markanın sarımsaklı ekmeği var ki birazdan kendime yapıp keyiflerden keyiflere koşacağım.
- Jumbo'nun hemen karşısında bir Türk süpermarketi, hemen yanında da bir Uzakdoğu süpermarketi var. Uzakdoğu süpermarketi pahalı, Türk süpermarketi nispeten daha ucuz. Türk kahvesi, yoğurt gibi şeyleri alabilirsiniz. Bir ara kilosu 2€ya incir satıyorlardı, ama yetişemedim bitti. Ama olur da canınız Uludağ gazoz çekerse o Jumbo'da da var, rahat olun:)
- Albert Heijn gezmesi en keyifli, insanı en çok alışverişe iten market, ama pahalı biraz daha. Bol bol hazır yemek bulabilirsiniz. Aynı Jumbodaki E gibi burada da Euro Shopper diye bir marka mevcut, fazlasıyla ekonomik, öğrencinin dostu. Zaten bu Euro Shopper yüzünden öğrenci milleti Aldi'nin yüzüne bakmıyor, yoksa Albert Heijn insanın ocağına incir ağacı diker.
- Ve Aldi, merkezde pek görünmüyor, ancak Hogebrugdan geçince, Ceramique'te bir Albert Heijn ve bir Aldi yan yana kardeş kardeş yaşıyor. Oldukça ekonomik, tahmin etmeyeceğiniz şeyleri oldukça ucuza bulabiliyorsunuz, Bim gibin bir şey.
- Kruidvat kozmetik ve temizlik malzemesi satıyor, neyin ucuz neyin pahalı olduğu belli olmuyor. Aynı şey Blokker ve Xenos için de geçerli, ama Hema her zaman ucuz.
- İstasyondan Randwyck'e doğru yürürken sol tarafınızda (tren yolu tarafında) Action diye bir yer var. Girin oraya. Her türlü ihtiyacınızı alın, tabak çanak alın, çatal bıçak alın, çamaşırlar için leğen alın. Kalite düşük, ama kısa süre kalacaksanız idare eder.
- Tüm bunlara ek olarak; şişe su pahalı, bira ucuz. Kahvaltılık bir şeyler, öğlen yanınızda götürebilmek için sandviç malzemesi ve akşam yemek için bir şeyler almanız önemli.
- Peki ilk hafta başınıza neler gelecek bilmek ister misiniz?
- Öncelikle adresiniz olmadan banka hesabı açamıyorsunuz, bu da vize ofisinden paranızı geri alamamanız anlamına geliyor. O nedenle evi hemen bulmanız önemli, bulur bulmaz da gidip ING Bank'a koşuyorsunuz (okul işlemlerini ING Bank ile yaptığı için daha avantajlı oluyor-muş). Ama o hesap öyle hemen açılmıyor. Hesap numarasının size gelmesi 1 hafta, pin kodunu ve internet bankacılığı zımbırtılarını alabilmeniz ekstra 1-2 hafta sürüyor. Bu arada siz, size gelen hesap numarasını hemen vize ofisine yolluyorsunuz, ama tabii ki onların parayı yatırması da yaklaşık bir hafta sürüyor. Maastricht'e gelirken bütün bunlara hazırlıklı olarak gelin, yanınızda yeterli nakit para bulundurun.
- Üniversite saçma sapan nedenlerle size kartınızı vermemeye kalkabilir, daha doğrusu sistem içindeki kopukluklar nedeniyle bir tarafa girilmiş bilgi öbür tarafa ulaşmayabilir. Yani size "Öğrenciliğiniz onaylanmamış" dediklerinde paniklemeyin, ama sorgulamadan "haa iyi sonra geleyim o zaman" da demeyin. Gidin araştırın, gerekirse belgelerle açıklayın. Okulda alışveriş de üniversite kartıyla yapıldığı, çıktılar da üniversite kartıyla alındığı, hatta bazen kapılar bile üniversite kartıyla açıldığı için üniversite kartı önemli.
- Gitmeden önce festivallere bir göz atın, muhtemelen Bruis Festival'e denk geleceksiniz, gidin ona. Inkom'a katılmadım, o yüzden o konuda bir şey diyemiyorum, ama ilginç yerlerde ilginç etkinlikler olabiliyor. Üniversitenin sitesinden Studium Generale etkinliklerini, öğrencilere yönelik workshopları falan takip edin.
- Eğer Ekonomi Fakültesi'ndeyseniz sizi bol bol gezdirip oradan buradan indirimler verecekler. Biliniz ki Jules&You fazlasıyla palavra bir yerdir. Psikoloji ya da Tıp okuyorsanız hiçbir indiriminiz yok, ama çok içten öğretim üyeleriniz var.
- "Introduction" haftası diye geçen hafta daha çok PBL (Problem Based Learning) övmek için yapılandırılmıştır. Hayatında PBL görmemiş uluslararası öğrenciler bile sorgusuz sualsiz PBL över. Söz konusu sistemde konseptleri tartışır, sonra bilmediklerinizi görür, öğrenme amaçları belirler ve bir sonraki derse bilmediklerinizi öğrenerek gelirsiniz. Ama benim gibi "aaa dur ya zaten herkes makaleleri okur, ben daha farklı bir şey yapayım, şunu da bulayım bunu da bulayım" demeyin, işgüzarlık etmeyin, zira işe yaramıyor. O makaleler zaten her şeyi özet bir şekilde sunuyor, yani o makaleler okunacak. Sonra isterseniz üzerine başka araştırma okuyun, hatta gidin kütüphaneye film seyredin (ben yaptım).
- Eğer Randwyck'te okuyacaksanız ilk hafta bol bol kaybolacaksınız. Kısa yollar bulmaya çalışın, tamam, ama bunu ders öncesinde yapmayın, zira "kaybolma" durumunuz bir yere kadar hoşgörüyle karşılayabilirler. Sınıfların yerini öğrenin, dersin sınıfı nerede mutlaka bir yere yazın (zira haftadan haftaya değişebiliyor), her hafta programınızı kontrol edin (zira program da her hafta farklı ilerliyor).
- Bisiklet bulamayacaksınız boşuna uğraşmayın. Bulabileceğiniz en ucuz bisiklet muhtemelen 75€ olacak, o da zaten kısa sürede çalınacak. Bir süre yürüyün, dediğim gibi her yer yakın. Zaten eğer merkezde ise fakülteniz arnavut kaldırımlarına bisikletle gireceksiniz, ki ben girdim, insanın ömründen ömür gidiyor. Zaman geçtikçe bisiklet bulmanız kolaylaşacak.
- Unutmadan, banka hesabını açtıktan sonra yapmanız gereken önemli başka bir şey ise OV-Chipkaart almak. Hollandalılar bedavaya biniyor otobüse, ancak biz binemiyoruz, ve ulan bir kutu biradan daha pahalı otobüsle bir yere gitmek. O nedenle OV-Chipkaart alıyoruz, ama anonim değil, form doldurmalı olanından, ve %40 indirimimiz oluyor. Baya önemli bir detay sayın seyirciler.
Şu an sizi aydınlatmak adına aklıma daha fazla şey gelmese de, buranın çok keyifli bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Aklıma geldikçe yine böyle uzun ve ihtiyacı duyanlar dışında muhtemelen kimsenin okumayacağı yazılar yazarım diye tahmin ediyor, etikete maastricht rehberi'ni basıyorum.
6 yorum:
şehrin ve üniversitenin adını bold yaz, yazı baya mükemmel olmuş, bold yazman da google'da aratanlara yardımcı olur, çok hayı duası alırsın, misal ben de yıllar önce bir konser için papyon otoparkı'na nasıl gidilir yazısı yazdım, hâlâ en çok reyting alan yazım o =) eheheheh, şimdiden özledim arkadaş!
Emir Bey: Aldığın reytingleri mi özledin beni mi?:) Tavsiyelerinize uyacak ve üşenmediğim bir anda bir takım vurgulamalara gireceğim...
k: O baya iyiymiş yahu, bonus katalogundaki ürünlere baktım da, hey gidi... Mutlaka almak lazım...
Blogunu takip ediyorum aynen de dediğin gibi google da arattığımda çıkan yetersiz bilgilerden sebep. çok sağol, 2. dönem ben de maastrichtte olucam ve bu vermiş olduğun bilgileri kullanacağımdan kuşkun olmasın.. eyvallah!
Bilgiler cok iyi oldu super.telefon karti hakkinda ne yapabilir yardimci olursan cok sevinirmmm
merhaba sizi tesadüfen buldum.lisans ve master marmaradan bitirdim. mat öğretmeniyim ama ben maastricht te psikoloji okumak isityorum. 3 yıllagına 2016 da gideceğiz.küçük kızım da var. lisans burslu kabul ederler mi. lise ort 4.5 üzeri. nasıl başvurmalıyım. bizdeki gibi ikinci öğretim şansım var mı, bizzat mı başvurmalıyım. nasıl orayla irtibata geçeceğim.
kayaliye@gmail.com yazarsanız ömür boyu size minnettar kalırım.teşekkürler.
Merhabalar.Valla iyi ki ratladım size.10 temmuzda andre reiu konseri için geliyoruz.konser sabahı şehre gelip akşam konser bittikten sonra amsterdama dönmek gibi bir niyetimiz var.Konser tahmini olarak gece 12 gibi biticek.Ordan amsterdama geçmek istesek toplu taşıma ile geçebilmemiz mümkün mü?2 kız kardeş seyahat ediyoruz.gece tren güvenli olur mu?
Şimdiden teşekkürler :D
Yorum Gönder