- Ne zaman blog yazmaya meyillensem ülkemde üzücü şeyler oluyor. Van'a ne dileyeceğimi şaşırdım, geçmiş olsun desem dalga geçmişim gibi olacak, ölenlerin yakınlarının başı sağolsun desem, bu kadar kötümser olmak istemiyorum. Yine elimden bir şey gelsin istiyorum, yine bakakalıyorum. Yahu, çok üzülüyorum.
- Daha çok üzüldüğüm, ve hatta üzülmekten çok biraz kızdığım iki durum var. Birincisi için buradan sevgili gazetelere seslenmek istiyorum: evet, anlıyorum, reklama ihtiyacınız var. Ama ben şehit haberlerini yahut deprem ile ilgili yazıları açmaya çalışırken, sayfa açılmadan önce gayet neşeli bir reklam koyunca o iş biraz tuhaf oluyor. En azından ben tuhaf hissediyorum, olaylarla birebir alakalı insanlar ne hissediyorlar onu tahmin bile edemiyorum. İkincisi, sevgili dostlarım, Kürt de olsa, Türk de olsa ölen insandır. Ha, öldüreni insandan saymayabilirim. Ama bir de başka bir insan olmayan kişi de, Van depremine sevinendir. Manyak mısınız siz?
- Üzüntülü-kızıntılı bu hallerden sonra tabii ki LAYLAYLOYLOY. İki haftadır paylaşılmayı bekleyen Power to the Pipo konseri fotoğrafları var misal. Burada çok aktif bir sosyal hayatım olmasa da, festival buldum mu kaçırmıyorum sayın seyirciler, Power to the Pipo da Maastricht kaynaklı bir caz grubu, üç gün çeşitli bar ve publarda gerçekleşen JekerJazz Festivali kapsamında sahne aldılar. Beklentilerin oldukça üzerinde olduklarını söyleyebilirim:
- Bu arada makalelerden birini okurken karşıma şöyle bir şey çıktı, kendi kendime eğlendim...
Bir an soyadımın Filipek olduğunu düşünün, n'olur yapın bunu ki hep beraber eğlenelim...
- Bazen odadan çıkıp mutfağa bir şeyler atıştırmaya gittiğinizde aşağıda gördüğünüz manzaralarla karşılaşabiliyorsunuz. Mutfağımız kumara köle olmuş gençlerin barındığı, adeta bir ahlaksızlık yuvası. Gerçi bu önerme şu an geçerli değil, zira sınavların başlamasıyla herkes kuzu olup odasına yahut kütüphaneye kapanmış durumda. Gerçi bu söylediğim de de geçerli değil, zira yan odamda çığlık çığlığa Xbox oynayan 4-5 kişi sayabilirim. Hey gidi Parkweg, sen nelere kadirsin...