30 Haziran 2014 Pazartesi

Aksoye mir

Özet şu: Her ne kadar kendisine hala Emir Bey diye hitap ediyor olsak da, Emir Aksoy geçtiğimiz aylarda şöyle bir açıklama yapmış ve yola "Emir Bey" olarak devam etmeyeceğini duyurmuştu. Bu haber şaşırtmıştı tabii ki, ama elimizden desteklemek ve Emir'in kendini tekrar ve farklı bir müzikal karakter olarak var edeceği günü beklemekten başka bir şey gelmemişti pek. 15409  birim zaman bekledikten sonra, nihayet Emir Aksoy sayfası açıldı, güzel görsellerle süslendi ve Emir yeni müzikal hayatının açılışını geçtiğimiz cuma Kamayor Sanat Atölyesi'nde yaptı.




İşin asıl önemli kısmına gelirsek; Emir hem dost olarak, hem de müzisyen olarak çok önemli bir insan benim için. Ve ikinci mikrofonu işgal ettiğimde de anlatmaya çabaladığım gibi, aynı sahneyi paylaşmak her zaman büyük zevkti. Ama şunu fark ettim, ben Emir'i yıllardır sahnede dinlememiş/izlememiştim.

Diyeceğim şu, gurur duydum, ama gurur duymaktan çok Emir'in aldığı kararlara, çizmek istediği yollara sevindim, bağımsızlığına sevindim. O bağımsızlık halinin ona vereceği yaratıcılığa, istediği müziği istediği yerde istediği zaman yapabilme yetisine sevindim. Yani, Emir'in izlediği yol bir şekilde değişti, bundan sonrası daha zor da olabilir daha kolay da, ama her ihtimalde, yol artık Emir'in yolu ve eminim ki Emir'e daha çok keyif verecek.


Canım arkadaşım, her şey çok güzel olacak.

27 Haziran 2014 Cuma

23 Haziran 2014 Pazartesi

Spice Girls


  • Çok acaip bir şey bu. Muhabbet içinde anlatabileceğim saçma küçük şeyler artarken buraya yazabileceklerim azalıyor. 
  • Doktoraya dair dersler tamamlandı. 26 yaşına gelip hala ödev için sabahlıyor olmak saçma bir tat bırakıyor ağızda, ama şunu da hatırlamak lazım, akademi dediğin hayat boyu o öğrencilikten kurtulamamak demek. Nasıl bir ümitle düzenli olarak makale yazacağımı, akademisyen olabileceğimi falan düşündüm bilmiyorum. Ki o noktada şu da var; göreceliğe inanan adam teorisyen olamaz yahu. Yazılı olarak "bu böyledir şu şöyledir" demekten, hayatının bir noktasında tutarsızlaşmaktan korkar. Ya da ben korkuyorum.
  • Psikolojiyi özledim. Of nasıl özledim.



  • Cumartesi Sofar'daydık. Detaylarını video çıkınca tekrar anlatırım, ama müthişti be. Sanırım ne kadar küçük çalarsak o kadar iyi oluyor her şey. DEVİR BUTİK İŞ DEVRİ TABİİ.
  • Acaipliklere ek. Uzun yıllar/aylar part time fanı olarak çalıştığım çeşitli insanlara şu an selam veriyor olmak çok büyük mutluluk. Bu fanlığın garipsenmesini hangi duyguya koysam onu bilemiyorum tabii.
  • İnsan geçmişi/geçmişini özlemeye yatkın bir varlık. Her türlü nostalji yazısında aynı şeyler konuşuluyor, ve allah kahretmesin, işin bilişsel boyutunu da biliyorum. Ama o geçmiş illüzyonu var ya, ne acaip şey o. Geri dönmek istediğim, kendimi iyi hissettiğimi sandığım yıllar var, arada gerçekçi bakmayı başarabilirsem çok güzel tiksinebiliyorum halbuki kendimden. Sağolsun blog baya yardımcı, 2008'den beri adeta kişisel tarih, adeta erken yetişkinlik üzerine çalışmak isteyecek gelişim psikologlarına bir veri bankası. 
  • Tabii ki özlediğim çok şey var. Mümkündür ki her zaman olmaya devam edecek. MESELA SPICE GIRLS.
  • Böyle ciddi ciddi yazınca keyifsizmişim gibi oldu, yok be. Keyifliyim gayet, sadece keyifli olduğum şeyleri zöbört diye kusmuyorum buraya, o da yazabileceğim şeyleri sınırlıyor. Bir de artık gördüğüm insan sayısı kısıtlı sanırım. Belki eskiden de kısıtlıydı, ama o kısıtlı sayı daha fazla fotoğraf ve gezme/eğlenme içeriyordu.

  • MyPaint candır.


16 Haziran 2014 Pazartesi

Her koyun

O günü nasıl tarif edeyim bilemiyorum. Aslında tarif etmeye çalışmamak en iyisi, ama sırf sonra buralara baktığımda o heyecanı hatırlayayım diye belli şeylerden belki bahsetmek lazım. Misal konser öncesi, misal karnım guruldayacak korkusu, misal herkesin aynı heyecanı taşıdığını görmek, misal, ne bileyim, takip eden iki gün boyunca sırıtarak gezmek.



Of çok güzeldi. Herkes çok güzeldi. Herkesle aynı sahnede olmak çok güzeldi.

Bunlar da o akşamdan fotoğraflar (8 Haziran). Benim ve Barlas'ın fotoğrafı yok, Barlas'ı uzaktan izlediğim için, benim ise işte elim doluydu sahnedeyken (mieh mieh mieh).