27 Şubat 2013 Çarşamba

Göğe bakalım.


(dipnot: Ozan Tekin aslen klavye çalıyor)
(dipnot 2: Konseri canlı yayınlayabiliriz)
(dipnot 3: Herkesi uyutmaya and içtim, beklerim)

23 Şubat 2013 Cumartesi

Spam olmaya 5 kala

Hayatımızdaki ani gazlar olmayaydı halimiz niceydi sayın seyirciler. Gerçi burnumuzun battığı çamurlu su birikintileri de hep bu gazların sonucu, ama şimdilik bunu düşünmemek daha iyi sanki. Şimdilik işte her şeyin iyi, güzel adımlar olduğunu düşünmek lazım.

Nitekim, her ne kadar "Emir Bey'in gazına geldim" desem de , gayet, ve resmen kendi oturduğum yerde gaza geldim, Emir Bey'in çıkamayacağı konsere kendi bestelerimle çıkmaya karar verdim. Gerçi bu karardan dönmem muhtemelen yaklaşık on iki dakika alırdı, işte o noktada Emir Bey ve Ali Bey ara gazları eksik etmediler sağ olsunlar. Bir sonraki adımda kendime facebo sayfası açmaya bile ikna ettiler -ki bunca yıl dalga geçtiğim, mantığını ve işlevini anlamayı reddettiğim o sayfalardan birine ben de sahip oldum. Evet, selebritilikte adeta dnya deviyim.




Bu sayfaya facebook.com/nilipekseveriz adresinden ulaşılabiliyor, böyle de megaloman bir insanım. Çarşamba günü ise adeta ciğerimizden bir parça olan Ozan Tekin ile 60m2deyiz. Biraz acemiyiz, ama nasıl hevesliyiz. Facebookta yolladığım davetiyeler falan hep bu hevesten, ama git gide spame dönüşürken biraz da utanmıyor değilim. Uzun vadede abartmayacağım, söz, hep ilk konser heyecanından.

15 Şubat 2013 Cuma

Toz toprak





Toz, Emir Bey'in güzide bestelerinden biri, sözleri Berat Örnek'e ait. Daha önce video olarak kaydetmiş, o günden bugüne konserlerde, provalarda şekillendiredurmuştuk. Nihayet bir stüdyoya girildi ve kaydedildi; duyduğunuz harika basları Canberk Ünsal , davulları, boynu 45 derece büken trompeti Yiğit Yemez çaldı. Bütün kayıt ve düzenleme de Rafidel'de, Yiğit Yemez tarafından yapıldı. Ortaya da işte böyle bir şarkı çıktı.

ellerimiz inanılmaz uzuyor
mavi bir yağmurun altında
sonsuz bir yaşam imkanı gibi sesin
bir bakıyorum
çizgilerin yerli yersiz gülüyor
ve ansızın kaybolmak istesek
sarılıyoruz
toz toprak



Söz: Berat Örnek
Müzik: Emir Aksoy

Gitar, vokal: Emir Aksoy
Yardımcı vokal: Nil İpek Hülagü
Bas gitar: Canberk Ünsal
Davul, Trompet, Düzenleme, Mixler, Masteringler, her şeyler: Yiğit Yemez

Arapsaçı

Son dönemde yapılan, paylaşılacak çok etkinlik denk geldi, misal Emir Bey konseri vardı, hem de Kamuran Kolçaklı. Dün misal yolda Selcen'e rastlayıp gecenin bir kısmını onunla ve arkadaşlarıyla Moloko konseri izleyerek geçirdim (bence daha güzel bir etkinlik olamazdı). Sonra misal yine dün gittim Selim Saraçoğlu dinledim Peyote'de, "bu adam müzisyense ben neyim, ben müzik yapıyorsam bu adam ne yapıyor" diye bunalıma girdim, ruhumu teslim ettim. Bir yandan Ozan ile bir takım çılgınlıklar peşindeyiz ayın sonu için, 27 Şubat güzel bir tarih, bence tutun o tarihi, bırakmayın.

Ama bugünkü konumuz, bütün bunlardan alakasız, bir adet Ilford Sportsman, ve az çok verim almaya başladığım bir Holga.

Ilford Sportsman kardeşimizi şu gün, dev gibi bir ikinci el deposundan 3 euroya almıştım. Az çok tahmin edersiniz ki işime yarayabilecek bir şey 5 euronun altındaysa benim elim ayağım oynar, illa almam gerekir. Böyle böyle çok fazla 5 euro altı şey alınca toplamı ekstrem boyutlara ulaşabiliyor gerçi ama bunu da kontrol altında tutmaya çalışıyoruz.












Bir de biliyorsunuz Holga ile kavgalıyım biraz, ama inatla kendisiyle barışmaya çalışıyorum. Bu son filmden çıkanlarla barış adına ilk adımlar atıldı sayılabilir. Gerçi şu filmi banyo etmem o kadar uzun sürdü ki resmen ağlıyor fotoğraflar. GÖZYAŞIYLA BANYO EDİLDİLER. ehehehe.







12 Şubat 2013 Salı

Dry

Bugün uzun zamandır çantamda gezdirdiğim filmleri nihayet Sirkeci'ye götürdüm. Karaköy'e taşınmanın güzel yanları arasında Eminönü/Sirkeci yakınlığı hep vardı da, ben o tarafları bu kadar özlediğimi fark etmemiştim. Tabii vakit dardı, yoksa gönül isterdi ki bir Şark Han'a uğrayayım, Mısır Çarşısı'ndan geçeyim, çiçek pazarına bakayım falan. Artık önümüzdeki öğle tatillerine nasipse.


Cuma günü 7pf2p ile Cumartesi'ye konuk olduk (hoop gün isimleri girdi kafalar karıştı).
  • Yekta Kopan programa inanılmaz hakim. Ayrıca dünya tatlısı bir insanmış onu da gördük. Yalnız kendisiyle normal muhabbette "ünlü sesi" durumu söz konusu: ses o kadar tanıdık ve o kadar uzak, gerçekdışı bir ses ki, konuşurken "aslen konuşmuyor da film izliyor" hissiyatından kurtulmak çok zor.
  • Çekim esnasında grupta kameraya bakmamaya çalışan 4 kişi nereye bakacağını bilemeyerek bayılma tehlikesi geçirdi, bu durumdan zarar görmeyen tek kişi ise kameraya doğrudan bakan Tolga oldu. Biz de dedik bu adam nasıl böyle ayakta kaldı, sonra izleyince gördük ki adam bizzat seyirciyle iletişime geçmiş kamera yoluyla. Seyircinin gözünün içine bakmak suretiyle enerji emmiş de olabilir, o da mümkün.
  • Beklemediğim anda uzatılan mikrofonla aniden içimde "kesin saçmalayacaksın, dur onu söyleme, dur lan dur" cümleleri yankılanmaya başladı, neyse ki bu sefer bu bilinçle gittiğim için saçmalama seviyesi minimumda oldu. "Bağlantılarla çoğaldık" ney lan?
  • Bu arada kulakiçi monitör kadar durduk yere insanı kendinden tiksindiren bir şey var mı acaba.
  • Enerji müzesinde zaman makinası bulduk sandık. Meğer cehenneme iniyormuş, Cem yolculuktan böyle döndü:
  •  Şöyle gözüküyormuşum, sağolsun Deniz çekmiş telefonuyla. Bunun dışında programın tamamı şurada, 7pf2p'nin blogu da şurada.:

Yarın ise Emir Bey ile indie ceketlerimizi giyiyor ve Peyote sahnesine çıkıyoruz. En son Peyote'ye ayak bastığımızda hepimiz soda içmiş ve Emir Bey'in Akp Gençlik Kolu Saymanı görüntüsüyle ortalığı korkuya boğmuştuk. Şimdi bıyıklar uzadı, kurumsal kimlikler bir yana bırakıldı, üstelik sahnede bize eşlik eden dünya güzeli insan Kamuran Kolçak var. Yani biz yeterince indie, yeterince tarz olamasak bile kendisi muhtemelen ortalamayı baya yükseltecek.



7 Şubat 2013 Perşembe

Yeşil Çay ile Rakı arası bir nokta

Dün gece Dunia'da Emir Bey ile datlı bir konser verdik, eşlere dostlara muhabbetlere boğulduk. Tabii konser fotoğrafı yok elimde, zira her ne kadar zaman zaman sahneye makinayla çıkacak kadar aymaz bir görüntü sergilesem de bu cümlenin devamını bağlayamadığım için işte sonuç olarak fotoğraf yok şimdilik.

Lakin öncesi mevcut, misal Dunia'ya kadar gelip konsere kalmayan, "mieeh geç kalmieeem" deyip giden bir kuzenim Renk, ilk Kadıköy tecrübesini bu vesileyle yaşayan ve konser sonuna kadar bize eşlik eden arkadaşımız Alper var.

Şok olmayı adeta hobi haline getirmiş kuzen Renk.

 Rakı candır.

Alper yeri geldi mi serseri, yeri geldi mi son derece Japon bir insandır.

Bir de konser sonrası muhabbetleri var. Alkole değil, ama şu muhabbetlerin kendisine bağımlı olabilirim git gide, korkuyorum.

Ev sahibi Can Bey, ki kendisi kahvede dünya devi.


Ne güzel insansın sen Asena.

Bugün ise Mabel Matiz ile Power Garage için Aşk Yok Olmaktır adlı güzide şarkıyı kaydettik. Oooh, görselli işitselli. 14 Şubat'ta yayınlanacak video, Sevgililer Günü şerefine.



Yarın da 7pf2p olarak Ntv'de Yekta Kopan ile canlı yayındayız, saat 23:00'dan itibaren. Oooh, çalmalı söylemeli.

Dipnot: Kamera, fotoğraf makinası kullanmakta dünya deviyim (ahahah), aynı cihazlar bana yöneltildiğinde dünyanın en saçma sapan insanına dönüşüyorum. Yok, yani gerginlik değil mesela, ne yapacağını bilememek de değil, ama kontrolsüz bir şekilde zırvalamaktan bahsediyorum. Böyle televizyonlarda çok ahkam kesmişliğim, çok anlamsız şeyler söylemişliğim var, neyse ki montajla kesiyorlar.


Bugün de Power Garage'da dibimde kamera bitince mikrofona mı çarpmadım, şarkı sözünü yanlış mı söylemedim, saçma sapan kafa mı sallamadım... Neyse ki menzilden çıkınca mantıklı davranmaya devam edebiliyorum, yalnız yarın geceden değil ama yarın geceki halimden baya korkuyorum.

5 Şubat 2013 Salı

Emir Bey, 6 Şubat'ta, Dunia'da...


1- Aslında uzun zamandır ilk defa iki kişi değiliz bu sefer. Ama afişi çizerken Emir Bey bunu öngöremedi. Halbuki bir adet Nağme'miz (klasik kemençe), bir adet de Umut'umuz (bas gitar) var, ve ikisi de birlikte sahnede olmayı çok özlediğimiz insanlar.

2- Emir ile Anadolu yakasında çıktığımız ilk konser değil, ama Emir Bey olarak verdiğimiz ilk tam konser olabilir. Hem de Dunia gibi güzide, datlı bir mekanda. Ne kadar güzide olduğunu görmek isteyenler için Ars Longa'dan gelsin: Bir Son.

3- Emir Bey elektro gitar çalacak, ama uyumak isteyene uyuyabilme ve hatta uyandırılmama garantisini hala verebiliyoruz. Yine de oldukça farklı bir konser olacak diğerlerinden.

4- Gelsenize bence:)

3 Şubat 2013 Pazar

Tamburu yokuştan

  • Yurda hiç uğramıyorum, ölümüm bohemlikten olacak.
  • Yok, ondan değil aslında, bir çeşit yoğunluktan. "Aa ne güzel biraz boş mu geçiyor ne? Biraz uyusam mı ya?" derken pötöröf diye çeşitli günlere kusuverdi konserleri ve etkinlikleri Şubat ayı. Misal en yakınından Emir Bey ile bu çarşamba Dunia'dayız. Onun dışında ver elini Mabel Matizler, 7pf2pler...
  • Benim kardeşim yok, bir şekilde yurtlarda da hep bir odada tek başıma kalmış bir insanım. Şimdi hayatımda ilk defa bir oda arkadaşım var; Azeri bir doktor. Uyku düzenimin değişmesi dışında hiçbir şikayetim yok, ki söz konusu değişiklik daha çok uyumayı gerektirdiği için bünye bu durumdan çok mutlu. Akşamları televizyon seyredip meyve soyuyoruz, böyle bir hayatımız var.
  • Ama işte yurttan çıkmaya çabalıyorum şu ara, bundan tamamen bağımsız. Değil mutfaktaki yemeklerimi, çamaşır deterjanımı bile bitiren komşularım olmasaydı bu kadar meyillenmeyebilirdim kaçmaya.
  • Mabel Matiz konserinde Ceylan Ertem de ortalardaydı. Bir anında yakalayıp "Ya albümün çogzel, şarkıların çogzel, çogeyi" falan demek istedim, beceremedim. Sonra tam gideceklerken yakalayıp, bu sefer de toparlayamayıp "YEA SEN ÇOGZEL Bİ İNSANSIN" dedim. "Yok ya bugün çirkinim baya" dedi, "YOK YOK ÖYLESİN" diye iyice söylediklerim içinde debelendim. Buradan kendisine sesleniyorum; yalan söylemedim ama söylemek istediğim de o değildi yahu.
  • Karaköy'e taşındık fakültecenek. Şimdilik keşif turlarındayız, nerede ne yeriz, nerede ne içeriz şeklinde. Ben seviyor Karaköy. Üstelik bir de cubaf efektiyle Sirkeci.
  • İyiyim aslında mutluyum da ağır bir şeyler bindi omzuma. Ne ara bindiler ne zaman giderler bilmiyorum.