23 Nisan 2011 Cumartesi

Kimler var rüyanda?



Aslında bütün gün şunun hayaliyle çalıştık...

Can Bey ile en son 4 sene önce bir gazla "aslında beraber müzik yapsak ya?!" demiş, ve fakat ikimiz de ölesiye üşengeç insanlar olduğumuzdan bir araya gelememiş ve hiçbir şey yapamamıştık. Nasıl oldu bilemiyoruz, ama aniden (sanırım Babajim'de karşılaştıktan sonra) aynı gaz tekrar vücut buldu, "yahu biz niye hala müzik yapmıyoruz ki?" sorusu klavyelerde yankılandı...

Ne çalacağımıza ya da neyi kaydedeceğimize dair hiçbir şey düşünemeden bir araya geldik. Basslar, gitarlar, klavyeler, Afrika ritm aletleri, ay dur şuna bir söz yazsak derken, havada yemek kokusu eşliğinde, yaklaşık 6 saatte ortaya şu şekil bir şeyler çıktı:

Kimler var ruyanda benden baska by aysegulnazcan


"Mere exposure effect" sağolsun, şarkıyı o kadar çok dinledik ki artık sevmememiz imkansız. Ama pek eğlenceli oldu yapmak. Basslar, sözler ve vokaller benim, geri kalan her şey Can Bey'in. Sözleri de pek kolay, aynen şöyle:

Elele gezmek var aslında,
Ama sen hep başka rüyalarda

Kimler var rüyanda benden başka?
N'apıyorsun onlarla?

Ayrıca webcam mikrofonuyla vokal kaydı yaptığımız için tüm müzik dünyasından özür diliyor, ortaya çıkan her şey için de şu adama teşekkür ediyorum:

17 Nisan 2011 Pazar

Dogzstar'ı neden seviyoruz?



Aslında sadece Dogzstar değil de, ünsüz grupları destekleyen her türlü mekanla ilgili. Ve hatta bizzat "ünsüz gruplar kültürü" ile ilgili.

Çünkü, bir konser vereceğiniz zaman fotoğrafın üzerine isminizi yazıp, bunu poster olarak sunmaya vicdanınız el vermiyor. Bir şekilde bir şeyler üretmeye, görsel bir şeyler yaratmaya yahut yaratılmasına neden olmaya yöneltiliyorsunuz. Tamam, bu afişler belki bütün Beyoğlu'nu süslemiyor, ama koca puntolarla yazılmış grup isimleri yerine grubu gerçekten anlatan bir şeyler çıkıyor ortaya.

Ha, bu bizim grubu gerçekten anlatır mı, çok mu üsper bir afiş yaptım o tartışılır, zaten afişin orjinalini konsere (25 Mayıs) yaklaşınca hatırlatma amaçlı yayınlarım. Ama böyle şeyler bence müzisyenleri daha çok gaza getiriyor -olmalı. En azından beni -ve tahminen bizi- gaza getiriyor.



Ve evet, tekrar lafı geçer tabii, ama 27 Nisan'da Peyote'de, 25 Mayıs'ta Dogzstar'dayız...

12 Nisan 2011 Salı

Very good advice



İşte bizim de işimiz bu:



(Çocuklar kendi meteoroloji istasyonlarını gerçekten kurup, her gün gerçekten hava durumuna dair rapor tuttular, tahminlerde bulundular. Bu video, velilerle yapılacak olan etkinliğin başında gösterildi, "Oobleck gezegeni"nden dünyamıza gelen paketin haberinden sonra "bilimadamlarımız" ellerinde "non newtonian fluid"ler ile çıkageldiler. Sonra anne-baba-çocuk, hep beraber sıvının özelliklerin inceledi, geldiği gezegene gitmek için birer uzay gemisi tasarladı...)

(Bu da, üzerine tıklayınca daha büyük ve net göreceğiniz, bir dinozor müzesi. Yine çocuklar tarafından oluşturuldu, yazı yazmadılar belki, ama onlar söyledi biz yazdık. Bir de yine onların sözlerini yazdıkları, benim -naçizane- bestesini yaptığım bir şarkı var ki o da aşağıda yer almakta):

10 Nisan 2011 Pazar

Güneşli günler dileriz


Aslında biraz babam kendi doğumgünü hediyesini kendi yapmış gibi oldu bu yarışları düzenleyerek. Bu sefer motorsuz taşıtlar üzerinde liseli gençler vardı, dağ bisikleti pisti ise Mavişehir'de, Ege Park'ın karşısında haftalardır üzerinde çalışılan Karşıyaka Bisiklet Merkezi'ydi.

Yarış boyunca grup grup liseli, üçer tur atıp yere yığıldı, yerlerine takımlarından yenileri geçti. Sporla hiç alakası olmayan bir insan olan ben ise sadece onları izleyip "vay anasını" dedim, ne diyeyim. Bir de, tabii ki tabii ki, fotoğraf çektim. Ve madem fotoğraf çektim, o zaman sizi fotoğrafa boğmak boynumun borcu değil de ne? Buyrunuz:


Bu da aldıkları ödülün fotoğrafını çeken bir amca:

6 Nisan 2011 Çarşamba

Bir takım unutulan olaylar, ya da kurutulan çiçekler ya da bir damla hebelehöt

Yazacak yahut paylaşacak bir şey bulamayınca sevgili blog boynu bükük kalıyor. Yazacak bir şey bulduğunuzda blogger kapatılıyor. Siz blogger'a erişebildiğinizde ise hevesiniz kaçmış oluyor. İşte koskoca Mart ayında sadece 3 adet yazı bulunmasının nedeni budur sayın seyirciler.

O zaman bir süredir klasörlerimizde uyuklamakta olan bir takım fotoğraflar gün yüzüne çıksın da gönüller şenlensin.

Bir kısım eş ve dost:
Eş ve dost bonus:

"Allam nolur annemi, abimi ve Sakareller'i koru, amin"

Amerikan futbolu ne acaip spor:

Birkaç hafta önce "Mesleğime Dokunma" eylemine katıldık, mesleğimizi savunduk. Biraz "butik" bir eylem oldu, çok katılımcı yoktu, ama en azından bir şeyler yaptık, orada bulunan, yanımızdan geçen birkaç kişi "ne diyor bunlar" dediyse o bile bir şeydir sonuçta.
Dipnot: Tabii ki Taksim'de yapılan ÖSYM karşıtı eylemden sonra, şu fotoğraflar oldukça anlamsız kalıyor, ama olsun: